savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Kar Yağışlı
0°C
Ankara
0°C
Kar Yağışlı
Pazartesi Çok Bulutlu
2°C
Salı Az Bulutlu
2°C
Çarşamba Az Bulutlu
5°C
Perşembe Az Bulutlu
6°C

Güvenli Bölgede Anlaşmazlık

Güvenli Bölgede Anlaşmazlık

Bağımsız Kürt Devletine Giden Yol mu?

Güvenli Bölgede Anlaşmazlık

Ercan Caner, Sun Savunma Net, 15 Ağustos 2019

Kobani’de savaşmak üzere Habur sınır kapısından giriş yapan ve oluşturulan BARIŞ KORİDORU’nda yoğun ilgi ve coşku gören ağır silahlarla donatılmış Peşmerge unsurları. 29 Ekim 2014

Birleşik Devletler ve Türkiye, Suriye’nin taraf olmadığı bir anlaşma ile Suriye topraklarında bir güvenli bölge oluşturulması konusunda anlaştılar.

Bu anlaşma akıllara Münbiç konusunda iki devletin geçtiğimiz yıl vardıkları, Kürt savaşçıların Fırat Nehrinin batısında bulunan Münbiç kasabasından çekilmesini öngören, fakat bir türlü uygulamaya koyulamayan ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından da ‘‘Geciktirme Taktiği’’ olarak adlandırılan Münbiç Yol Haritasını getirmektedir.

Türkiye, Suriye hükümeti tarafından bağımsızlığını ihlal eden çok ciddi bir tehdit olarak görülen ve Türkiye’nin yayılma arzusunun bir göstergesi olarak nitelendirilen Güvenli Bölge anlaşması ile Fırat Nehri doğusundaki Suriye topraklarında, içinde Suriye Kürt kuvvetlerinin olmadığı, 30-40 kilometre derinlikte bir ‘‘Barış Koridoru’’ oluşturulmasını talep etmektedir.

2012 yılından günümüze Türk sınırında hiçbir unsuru olmayan ve sınır bölgesini Suriyeli isyancılar ile Kürt gruplara kaptıran Suriye hükümeti, bu anlaşmaya tepki olarak; Suriyeli Kürt gruplara, tarihsel sorumluluk bilinciyle Suriye hükümetinin yanında yer alarak, saldırgan Birleşik Devletler-Türkiye projesine karşı ortak hareket etme çağrısı yapmıştır.

Barış Koridorunun genişliği ve yönetilmesi konusunda görüşmeler devam ederken Müşterek Harekât Merkezinde görev alacak Birleşik Devletler’den askeri bir heyet Şanlıurfa’ya gelerek çalışmalara başlamıştır.

Barış Koridorunun derinliği konusunda Türkiye ve ABD tarafı henüz anlaşmış değildir ve hepsinden önemlisi Türkiye gelecekte Suriyeli Kürt unsurları yasal bir aktör olarak kabul etmek zorunda kalabilir. Türkiye’nin asıl endişesi olan PKK sorununun çözümüne bu koridorun ne fayda sağlayacağı da tartışma konusudur.

Fırat Nehri doğusunda Türk sınırı boyunca uzanan ve 32 kilometre derinlik
ve 460 kilometre uzunlukta olması beklenen Barış Koridoru.

13 Ocak 2019 tarihinde attığı bir Twitter mesajında Başkan Trump aşağıdaki tehditleri savurmuştur.

ISIS mülki halifeliğinin geride kalan az kısmını sertçe ve birçok yönden vurmayı sürdürürken, uzun zamandır gerçekleşmesi gereken Suriye’den çekilmeyi de başlatıyoruz. Yeniden toparlanmaları durumunda yakınlardaki mevcut üslerden yine saldıracağız. Kürtleri vururlar ise Türkiye’yi ekonomik olarak yıkıma uğratacağız. 20 mil genişliğinde bir güvenlik bölgesi oluşturacağız. Aynı şekilde Kürtlerin de Türkiye’yi kışkırtmasını istemiyoruz. Rusya, İran ve Suriye, doğal düşmanları olan İslami Devlet terör Örgütünü Suriye’de imha etmesinin uzun vadede faydalananları olmuştur. Biz de faydalanıyoruz, fakat şimdi birliklerimizi eve döndürme zamanıdır. BİTMEYEN SAVAŞLARI durdurun!

Amerikan tarafı, Başkan Trump’ın Türkiye’yi ekonomik imha ile tehdit ederken öne sürdüğü 20 mil derinliğindeki güvenlik bölgesi fikrinden vazgeçmiş gibi görünmektedir. Birleşik Devletler şimdi, iki kademeli bir güvenlik bölgesi talep etmektedir. Türkiye’nin güney sınırı boyunca oluşturulacak barış koridorunda 5 kilometre derinliğinde bir güvenlik şeridi oluşturulması ve bu hattan 9 kilometre derinliğe kadar da Suriye Demokratik Güçlerinin (SDF) ağır silah bulundurulmamasını öngören Amerikan talebine göre bu bölgenin kontrolü Birleşik Devletler veya üçüncü bir tarafta olacaktır.

ABD-Türk Ortak Devriyesi

Ankara ise 32 kilometre derinliğinde bir hat oluşturulmasını ve bölgede SDF unsurlarının ve Suriyeli Kürtlerle ittifak içinde olan hiçbir Arap kabilesinin kesinlikle yer almamasını talep etmektedir.

Birleşik Devletler ve Türkiye güvenli bölge üzerinde tartışırken Suriye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan resmi açıklama aşağıdadır.

‘‘İsrail işgali ve Türk yayılmacılığına hizmet eden bu anlaşma, Suriye’ye karşı saldırganlıkta ABD-Türkiye ortaklığını çok açık bir şekilde göstermiştir ve Türk rejiminin yürüttüğü politikaların ne kadar hatalı ve baştan savma olduğunun da kesin bir göstergesidir. Suriye, Türk rejiminin Suriye’den Libya ve Sudan’a, Arap dünyasının farklı kesimlerine yaydığı ölüm ve karmaşa götüren yayılmacı emelleri ve Osmanlı Sultanlığını yeniden canlandırana kadar durmayacağı konusunda uyanık olmaları için Arap halklarına çağrı yapmaktadır. Suriye uluslararası toplumu ve Birleşmiş Milletleri de tehlike arz eden ve bölgede ve dünyada barış ve güvenlik için büyük bir tehdit oluşturan ve Suriye’deki krize pozitif bir çözüm bulunma gayretlerini baltalayan alçakça ABD-Türkiye saldırganlığını kınamaya çağırmaktadır.’’

Bekleyelim ve görelim; güvenli bölgenin uzunluk ve derinliği Başkan Trump’ın ve Türkiye’nin de talep ettiği gibi 32 kilometre mi olacak yoksa ABD’nin dediği gibi iki kademeli ve 14 kilometre derinliğinde mi olacak. Ve hepsinden önemlisi bu BARIŞ KORİDORU kimin kontrolü altında olacak?

Yorumlar
  1. Ercan CANER dedi ki:

    Rusya ve Suriye İdlib’e saldırılarını artırdı.

  2. Ercan CANER dedi ki:

    Belli bazı ilerlemeler katedildi. İyi bir başlangıç yapıldı. Tabii ki, bu her şeyin bittiği anlamına gelmiyor, çalışmalar sürecek. TSK’yı temsilen toplantıda bulunan arkadaşlarımız ve ABD’li muhataplarınca PKK’dan hiçbir farkı olmayan YPG’nin bölgeden çıkarılması ve bunların elinde mevcut olduğunu bildiğimiz ağır silahların toplanması konusunda mutabakat sağlandı. Ayrıca tünel, mevzi ve benzeri tahkimatın da bir bütün halinde ele alınıp bunların tamamının tahrip edilmesi konusunda ABD’li muhataplarımızla anlaştılar. Buna ilaveten Türk ve ABD Silahlı Kuvvetleri arasında istihbarat değişimi yapılacak. Hava sahasının kontrolü konusunda da ABD’li müttefiklerimizle stratejik ortaklık ruhuna uygun şekilde görüşmelerimizi sürdürdük. Hava sahasının kontrol ve koordinasyonu ile birçok konuda genel olarak anlaştık. Teknik çalışmalar devam ediyor.”

  3. ercancanerblog dedi ki:

    “Bizim için asıl tehdit Fırat’ın doğusundaki terör yapılanmasıdır. Bir güvenli bölge oluşturmak için ABD ile görüşme halindeyiz. Ancak bu konuda bizim istediklerimiz ile onların kafalarındakilerin aynı şey olmadığını görüyoruz. Müttefikimiz bizim için değil terör örgütü için güvenli bir bölge oluşturmanın peşinde. Böyle bir anlayışı reddediyoruz.Bu iş öyle 3-5 helikopter uçuşuyla, 5-10 araç devriyesiyle, göstermelik birkaç yüz askerin bölgede bulunmasıyla olacak iş değildir. Orada 1 milyon kişiyi iskan edebilmek için şehirleri ve kırsalıyla tüm bölgeyi fiilen güvenli hale getirmiş olmalıyız.”

    Kaynak Yeniçağ: Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan güvenli bölge açıklaması

  4. ercancanerblog dedi ki:

    ABD’den yapılan açıklamada Türk ve Amerikan askerlerinin icra ettiği ortak devriye görevine ilişkin, “Müttefiklerimiz, YPG unsurlarının gönüllü olarak terk ettiği yerlerdeki YPG mevzilerinin ve bölgelerinin ortadan kaldırılmasına birinci elden tanıklık etmiştir” iddiasında bulundu.Caggins, Türkiye ile ABD’nin icra ettiği ortak devriye göreviyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “Bugün Amerikan ve Türk askerleri, Suriye’nin kuzeydoğusundaki güvenlik mekanizması içinde ortak devriye görevi icra etmiştir. Müttefiklerimiz, YPG unsurlarının gönüllü olarak terk ettiği yerlerdeki YPG mevzilerinin ve bölgelerinin ortadan kaldırılmasına birinci elden tanıklık etmiştir.” ifadelerini kullandı.PKK/YPG unsurlarının “gönüllü olarak” bazı bölgeleri nasıl ve ne zaman terk ettiğine ilişkin detaya girmeyen Caggins, “Bugünkü devriye görevi, Türkiye’nin meşru güvenlik endişelerine cevap verme amacımıza olan bağlılığımızı göstermektedir.” değerlendirmesini yaptı.Caggins ayrıca, bu süreçte Koalisyon’un ve (PKK/YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu) SDG’nin “DEAŞ’ın tamamen ortadan kaldırılmasına odaklanmaya” devam edeceğini kaydetti.

    Kaynak Yeniçağ: ABD’den ortak devriye açıklaması