Yazar: Ivan Levingston, Bloomberg, 7 Mayıs 2018
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 9 Mayıs 2018
(Bloomberg) – Türkiye para birimi zaten felaket bir yıl geçirmektedir, fakat Birleşik Devletler, İran petrol satışlarına yeniden yaptırım uygulamaya karar verirse, Türk Lirasının durumu daha da kötüye gidebilir.
Farklı para birimlerinin, petrol fiyat hareketlerine olan hassasiyeti üzerinde çalışan, Danske Bank’tan Jens Pedersen tarafından yapılan analize göre bunun nedeni; İran petrol sevkiyatının engellenmesi durumunda Türk lirasının, Japon yeni ve İsviçre frangıyla birlikte, diğer belli başlı para birimlerine nazaran daha fazla riskte olmasıdır. Kanada doları, Norveç kronu ve Rus rublesi ise İran’a uygulanacak yaptırımlardan en fazla yarar sağlayacak para birimleri arasında görülmektedir.
Birleşik Devletlerin İran üzerindeki yaptırımlarla ilgili 12 Mayıs 2018 tarihi öncesinde İran’dan yapılan ham petrol ticareti, 2014 yılından beri en yüksek seviyede seyretmektedir. Başkan Donald Trump Pazartesi günü attığı bir Twitter mesajında, Birleşik Devletlerin İran nükleer anlaşmasına bağlı kalıp kalmayacağı yönündeki kararını Salı günü vereceğini ilan etmiştir. Para politikasının enflasyonu dizginlemek için çok gevşek olduğu yönündeki tartışmaların ortasında, bu yıl Türk lirası avro karşısında zaten %10 değer kaybetmiş durumdadır.
Pazartesi günü yayınlanan para birimlerinin petrol fiyatlarına hassasiyeti ile ilgili rapor, avroyu esas almaktadır. Raporun sonucuna göre; İran petrol satışlarının engellendiği senaryoya göre, halen 75 dolar olan Brent petrol fiyatının varil başına 80 – 85 dolara yükselmesi durumunda, avro-lira, avro-yen ve avro-frank pariteleri yükselme riski taşımaktadır.
Rapora göre, avro ve dolar para birimlerinin, petrol fiyatlarındaki ani bir artışın çapraz kur oranındaki mevcut olumsuz ivmeyi sona erdiremeyeceği anlamına gelen, petrol fiyatları karşısında çok küçük bir hassasiyeti muhafaza etmesi nedeniyle, avro-dolar çapraz kuruna odaklanan iş dünyasının telaşlanmasına gerek yoktur.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir, orijinal metne aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.
Reza Zarrab da sırra kadem bastı! Ne olacak şimdi? ABD New York Güney Bölge savcılarının iddiasına göre ‘‘Altın için Petrol’’ operasyonunun zirve yaptığı 2012 yılında, savcılarla anlaşıp ‘‘Kanarya gibi Şarkı Söyleyen – Bülbül gibi Öten’’ Zarrab, her gün bir metrik ton altın satın almakta ve bunu İran’a göndermektedir. İran devleti için altın, Amerikan nakit parası kadar değerlidir ve yaptırım döneminde İran riyalinin desteklenmesine yardım etmiştir.
Reza Zarrab ve Türkiye mi? Amerikalı savcıların, New York federal yargıcına ifade ettiklerine göre Zarrab, büyük servetini sadece birkaç ev, yat ve sahip olduğu diğer malları satın almak için değil, Türkiye’deki politikacıları satın almak için de kullanmıştır.
Reza Zarrab’ın faaliyetleri nasıl mı ortaya çıkmıştı? The New Yorker gazetesinden Dexter Filkins’e göre, 1 Ocak 2013 günü, Ghana Accra havalimanından kalkan bir uçak, sis nedeniyle İstanbul uluslararası havaalanına inmek zorunda kalmış ve gümrük memurları uçağı araştırdıklarında binlerce libre ağırlığında altın külçeleri bulmuşlardı. Merkezi hükümeti zor duruma düşürebilecek bir davayı açmak için hâlâ yeteri kadar bağımsız olan zamanın Türk savcıları da Zarrab’ın, Erdoğan hükümetindeki üst düzey yetkililere milyonlarca dolar rüşvet verdiğine karar vermiş ve iş adamını tutuklayarak hakkında bir iddianame hazırlamışlardı. Kargo uçağı olayı ve sonrasında Zarrab hakkında yürütülen soruşturma Türk siyasetçilerini oldukça öfkelendirmiş, Erdoğan geri adım atmak yerine, önceden müttefiki olan ve Poconos, Pennsylvania’da sürgünde yaşamakta olan Fethullah Gülen adlı imamı, kendisine karşı bir darbe başlatmaya çalışmakla suçlamıştı. Sonrasında Zarrab’a yöneltilen suçlamalar düşmüş ve hapishaneden serbest bırakılmıştı.
‘‘Ticareti benim paramla yapıyorsunuz, bu nedenle oyunun kurallarını ben belirlerim ve başka para cinsiyle ticaret yapamazsınız’’ diyen, istediği ülkeye ambargo uygulayan, bu ambargoları istediği zaman kaldıran ABD, dünyanın en büyük ekonomik haydut devletidir.
Biliyorsunuz, Zarrab Amerikalı savcılarla iş birliği yapınca tutuklanan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla hakkındaki karar duruşması, ‘‘çevirmen tatilde, belgelerin incelenmesi henüz bitmedi’’ gibi sudan bahanelerle sürekli erteleniyor.
ABD, İran nükleer anlaşmasından çekilir ve İran’a nükleer silah geliştirilmesinde kullanılabilecek bazı madde ve teknolojiler için yaptırım uygulamaya başlar ise biz yine İran ile ticaret yapmayı sürdürebiliriz, bunun için ortada hiçbir engel yok.
Fakat bu sefer, aldığımız petrol yerine altın değil, devlet bankaları üzerinden yapılacak, ambargo kapsamı dışındaki mal ve hizmet transferleri ile kazanılan ‘‘FAYDA’’ Zarrab ve rüşvet verdiklerine değil, direkt olarak Türk halkına gidecektir.
Reza Zarrab ve İran yaptırımlarının delinmesi iddialarıyla ilgili çeşitli yazıları Sun Savunma Net sitesinden okuyabilirsiniz.
Reimposing Iran Oil Sanctions May Spell Trouble for Turkish Lira
Reimposing Iran Oil Sanctions May Spell Trouble for Turkish Lira