savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,7403
EURO
36,5512
ALTIN
2.948,63
BIST
9.827,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Hafif Yağmurlu
6°C
Ankara
6°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Az Bulutlu
8°C
Perşembe Az Bulutlu
9°C
Cuma Az Bulutlu
9°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
11°C

İslam’ın Gerçek Düşmanı

İslam’ın Gerçek Düşmanı

 

Arapların Öfkesi

İslam’ın Gerçek Düşmanı

Peygamber efendimize hakaret eden karikatürlerin binaların dış yüzeylerine yansıtılması, en sefilinden bir bayağılıktır. Bunun adı da özgürlük değil, düpedüz İslam düşmanlığıdır. Recep Tayyip Erdoğan.

 

Yazar: Khaled Abu Toameh, GATESTONE INSTITUTE, 03 Kasım 2020

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 06 Kasım 2020

 

Fransa, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un akıl sağlığı ve Müslümanlara yönelik tutumuyla ilgili yaptığı yorum nedeniyle kınamıştır. Erdoğan, Fransız cumhurbaşkanı için ‘‘Bu Macron denilen zatın Müslümanlarla derdi nedir? Macron’un zihinsel noktada bir tedaviye ihtiyacı var. İnanç özgürlüğünden anlamayan ve kendi ülkesinde yaşayan milyonlarca farklı inanç mensubu insanlara bu şekilde davranan bir devlet başkanına başka ne denilebilir. Öncelikle bir akli noktada kontrol.’’ ifadelerini kullanmıştır. Foto: Bertrand Guay/AFP via Getty Images

  • Fransız tarih öğretmenin başının kesilerek hunharca öldürülmesi; Erdoğan’ın Müslüman ülkelerdeki toplumların yanı sıra içlerinde önemli sayıda İslami toplumları barındıran ülkeleri de hedef alan hâlihazırdaki projesinde somutlaşan yayılmacı eğilimleri göz önüne alındığında, siyasi İslam’ın dünya barışı için gerçek bir tehdit haline geldiğini kanıtlamaktadır. Al-Habib Al-Aswad, Tunuslu gazeteci,  Al-Arab, 28 Ekim 2020.
  • Erdoğan kendisini İslam’ın savunucusu olarak pazarlamak istiyor. Hangi İslam adına konuşuyor? Erdoğan Libya, Suriye ve bütün Arap ülkelerinde suçlar işledi. O İslam’a saldıran kişidir. Mustafa Bakri, Mısırlı medya mensubu, Al-Dostor Studio, 30 Ekim 2020.
  • Birçok Arap ve Müslümanın tepkileri, Erdoğan’ı İslam dinine Macron ve Batı dünyasındaki diğerlerinden çok daha ciddi bir tehdit olarak gördüklerini göstermektedir.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, özellikle Fransa’nın İslam dinine karşı tutumu ve Müslüman terörist saldırılarına yönelik süren tartışmalarla ilgili olarak Müslümanlar adına konuşmaya yetkili değildir. Bu yaklaşım; Erdoğan’ın son zamanlarda Müslümanlar ile Fransa arasında patlak veren bir çatışmada kendisini İslam’ın büyük savunucusu olarak pazarlama girişiminin ardından bugünlerde birçok Müslüman tarafından dile getirilen bir husustur.

Bir kısım Müslüman siyasi analizci ve yazara göre Erdoğan, Müslüman dünyasında yayılan Fransa karşıtı kampanyadan kendi siyasi çıkarları uğruna faydalanmaya çalışmaktadır. Müslümanların, Fransa’ya ve dünyanın geri kalanına gönderdiği mesaj; Erdoğan’ın ikiyüzlü ve fırsatçı olduğu ve Müslümanlar veya İslam dininden ziyade kendi kişisel çıkarları ile hareket eden biri olduğudur.

Rusya, Almanya,  Recep Tayyip Erdoğan ve Fransa Dörtlü Zirvesi

Fransa geçtiğimiz hafta Erdoğan’ı; Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un akıl sağlığı ve Müslümanlara yönelik tutumu hakkında yaptığı yorumlar nedeniyle kınamıştır. Erdoğan, Fransa’daki Müslümanlara karşı tutumu nedeniyle Fransa cumhurbaşkanının ‘‘zihinsel noktada bir tedaviye’’ ihtiyacı olduğunu ileri sürmüştür. Adalet ve Kalkınma Partisinin bir toplantısında konuşan Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron için; ‘‘İnanç hürriyetinden, inanç özgürlüğünden anlamayan ve kendi ülkesinde yaşayan milyonlarca farklı inanç mensubu insanlara bu şekilde davranan bir devlet başkanına başka ne denilebilir’’ ifadelerini kullanmış ve Müslümanlara Fransız mallarını boykot etme çağrısı yapmıştır.

Erdoğan’ın Macron hakkındaki yorumları, Fransa cumhurbaşkanının, Müslüman bir teröristin tarih öğretmeni Samuel Paty’i 16 Ekim 2020 tarihinde başını keserek öldürmesi sonrasında, Fransa’da radikal İslamcılığın kökünü kazıma sözü vermesine tepki olarak gelmiştir. Paty, ifade özgürlüğü üzerine bir ders verirken İslam Peygamberi Mohammed’in hiciv dergisi Charlie Hebdo dergisinde yayımlanan karikatürlerini kullanmıştır. Paty’nin öldürülmesinden önce dahi Macron, Peygamber Mohammed’in karikatürize edilmesi düşüncesini savunmuştur. Eylül ayında yaptığı bir açıklamada İslam’ı ‘‘kriz içinde’’ olan bir din olarak nitelendirmiş ve Fransa’da kilise ile devlet işlerini ayıran bir yasa tasarısı teklifinde bulunacağını ifade etmiştir.

Türk Malı mı? Hayır teşekkürler. Kaynak: GAGRULE.NET

Bazı Müslümanlar Erdoğan’ın Fransa’ya yönelik saldırılarını, Arap dünyasında Türkiye’nin birçok Arap ülkesinin iç işlerine karışmasına yönelik giderek artan eleştiriler üzerindeki dikkati dağıtma teşebbüsü olarak görmektedir. Suudi Arabistan eylemcileri, Erdoğan’ın Arap liderleri ve ülkelerine yaptığı sürekli yinelenen saldırıları protesto etmek maksadıyla Türk mallarına boykot çağrısı yapmıştır.

Bazı Müslümanlar ise Erdoğan’ın kendisini İslam dininin koruyucusu olarak konumlandırma teşebbüsünü, Türkiye cumhurbaşkanının kendisini Osmanlı İmparatorluğu’nun yeni sultanı ve Müslüman dünyasının lideri olarak pazarlama çabası olarak görmektedir.

Arap uzmanlar Körfez gazetesi Al-Ain’e verdikleri demeçte; ‘‘Türk mallarına uygulanan Arap boykotu üzerindeki dikkatleri dağıtma teşebbüsüyle Erdoğan, siyasi hesapları için Fransa’ya karşı yürütülen kampanyadan faydalanmayı denemiştir’’ ifadelerini kullanmıştır.

“Erdoğan’ın açıklamaları ve İslam’ı savunması, özünde herhangi bir dini boyut taşımamakta, daha ziyade onun öfkeli sokakların dostluğunu kazanma ve Türk mallarına uygulanan Arap boykotunun başarılı olması nedeniyle çok kötü bir duruma düşen ülkesinin ekonomisini kurtarma çabalarıdır.’’

The Bharat Express News haber sitesinde 27 Ekim 2020 tarihinde paylaşılan; ‘‘How Erdogan took Turkey from ‘zero problems’ to zero friends – Erdoğan Türkiye’yi nasıl sıfır sorundan sıfır dosta getirdi’’ başlıklı makaleden alıntıdır.

Arap şirket yöneticileri ve diğerlerinin, Erdoğan rejiminin düşmanca politikalarının protesto edilmesi maksadıyla Türk ürünlerinin boykot edilmesi çağrısına dikkat çeken gazete, Mısırlı siyasi analizci Tareq Fahmi’nin aşağıdaki sözlerine yer vermiştir:

“Erdoğan’ın İslam’ın savunmasını üstlenmesi hakkındaki konuşması, herkes meselenin sadece siyasi olduğunu ve dini boyutla hiçbir ilgisinin olmadığını anladığında kabul edilemez olmuştur. Mesele ayrıca, Erdoğan’ın büyük Arap ve İslami lider imajında görünmesi için Arap ve İslam dünyasına hitap etmesiyle de ilgilidir. Erdoğan mevcut dalgadan faydalanmak ve bu dalgayı Avrupa ve Fransa’ya karşı sürdürdüğü savaşlarda siyasi olarak kullanmak ve yatırım yapmak amacındadır.’’

Lübnanlı gazeteci Joseph Abu Fadel, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Fransa’daki Müslümanların korunması yönündeki çağrısıyla alay etmektedir:

“Erdoğan Fransa’daki Müslümanların korunması için çağrıda bulundu! Biz de Osmanlı rüyaları gören Erdoğan’a, onun Müslüman Kardeşler örgütü ve cihatçıları tarafından Suriye, Irak, Libya ve Türkiye’de katledilen Müslümanları soruyoruz.’’

Çin hükümeti Sincan bölgesinde yaşayan Müslüman azınlığa yönelik uygulamaları nedeniyle uluslararası alanda eleştirilirken, Pekin’de Çin Devlet Başkanı ile bir araya gelen Recep Tayyip Erdoğan, Çin devlet televizyonunun iddialarına göre: ‘‘Çin’in Sincan bölgesindeki insanların Çin’in gelişimi ve refahı içinde mutlu bir yaşam sürdüğü bir gerçektir. Türkiye, Türk-Çin ilişkilerindeki uyumu kimsenin bozmasına izin vermez. Türkiye aşırılığa kesin bir şekilde karşıdır ve Çin ile karşılıklı siyasi güveni ve güvenlik işbirliğini güçlendirmeyi arzu etmektedir’’  ifadelerini kullanmıştır.

Mısırlı siyasi analizci Walid Abbas ise Erdoğan’ın İslam’ı savunma ve Fransa’ya yönelik saldırılara önderlik etmesindeki güdülerini sorgulamaktadır. Abbas değerlendirmesinde; Türkiye cumhurbaşkanını, Fransa ve ülkenin Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a saldırmaya iten güdülerin İslam veya Müslümanları korumak olmadığına dikkat çekmektedir.

“Bunun küçük bir örneği dört yıl önce, Erdoğan Çin’deki Uygur Müslümanlarını savunmayı bıraktığında ve hatta Türkiye’de mülteci olarak bulunan hareketin liderlerinden birini tutukladığında ortaya çıkmıştır. 2019 yılında da yüzlerce Uygurlu mülteciyi Çin’e göndermek üzere sınır dışı etmiştir.

Walid Abbas, Erdoğan’ı İslam’ı savunma ve Fransa’ya saldırmaya iten nedenlerinden bir tanesinin de Türkiye’deki popülerliğinin azalmasından duyduğu endişe olduğuna dikkat çekmektedir.

Türkiye cumhurbaşkanı, ülke içinde zorluklar ortaya çıkmaya başladığından ve bu zorluklar onun popülerliğini olumsuz etkilemeye başladığı andan itibaren, bölgesel nüfuzunu kabul ettirmek maksadıyla siyasi stratejisini değiştirmiş ve uluslararası sahnede çatışmaların fitilini ateşlemeye yönelmiştir. Paris, onun bu teşebbüslerine sürekli olarak karşı çıkan ve karşı duran ana taraf olmuştur.

Abbas, Erdoğan’ın temel hedefinin ‘‘İslam dinini savunma sloganı altında, Türk halkını dünya ile şiddetli mücadeleler yürüten bir liderin arkasında toplanmaya zorlamasına olanak tanıyan, ülke içinde bir ulusal ve dini çatışmayı alevlendirmek’’  olduğunu da sözlerine eklemiştir.

Fransa ile Türkiye arasındaki krize tepki gösteren Tunuslu yazar Al-Habib al-Aswad da siyasi İslam’ın mevcut bütün kaynakları kullanarak İslam’ı, sonuncusu Fransa ile yaşanan, kendi savaş ve çatışmalarının içine sürüklemek istediğini ifade etmiştir. Al-Aswad, Erdoğan’ın sadece İslam ve Arap ülkelerindeki gücü ve nüfuzunu göstermek istediğini de sözlerine eklemiştir.

“Fransız tarih öğretmenin başının kesilerek hunharca öldürülmesi; Erdoğan’ın Müslüman ülkelerdeki toplumların yanı sıra, içlerinde önemli sayıda İslami toplumları barındıran ülkeleri de hedef alan hâlihazırdaki projesinde somutlaşan yayılmacı eğilimleri göz önüne alındığında,  siyasi İslam’ın dünya barışı için gerçek bir tehdit haline geldiğini kanıtlamaktadır… Türkiye cumhurbaşkanının, Fransa ve Cumhurbaşkanı Macron hakkında kışkırtma yaptığında asıl derdi din veya Peygamber Mohammed değil, fakat Doğu Akdeniz, Libya ve genel olarak Kuzey Afrika ve Sahara bölgesinde Fransa ile arasındaki jeopolitik mücadeledir. Erdoğan, Macron’un Ankara’nın düşman olarak gördüğü ülkeler tarafından müttefik ilan edildiğinden emindir.

Müslüman bir terörist tarafından vahşice katledilen Samuel Paty. Kaynak: AFP

Mısır medyasının önemli isimlerinden Mustafa Bakri de Erdoğan’ın çeşitli krizlerden faydalanmaya çalıştığını ve İslam’ın savunmasında samimi olamayacağını söylemekte ve Erdoğan’ın dürüst bir adam olmadığını sözlerine eklemektedir.

“Fransa’ya karşı gelişen durumdan faydalandı ve İslam’ı savunduğunu iddia etti. Kendisini İslam’ın savunucusu olarak pazarlamak istiyor. Hangi İslam adına konuşuyor? Erdoğan Libya, Suriye ve bütün Arap ülkelerinde bir sürü suç işledi. İslam’a saldıran kişi odur.’’

Birleşik Arap Emirlikleri Federal Ulusal Konseyi Parlamento Medya Departmanı Direktörü Mohammed Khalfan al-Sawafi, Erdoğan’ı kendi siyasi emellerine hizmet maksadıyla İslam dinini istismar eden bir fırsatçı olduğunu düşünen birçok Arap ve Müslüman ile aynı düşüncede olduğunu ifade etmektedir:

“Bazı popülist politikacılar, güçlü ve aşırılık içeren söylemlerle sadece kendi şahsi zaferlerini gerçekleştirmeyi düşünmektedirler… Erdoğan’ın ileri sürdükleri kesinlikle Müslümanların çıkarları ve Peygamber Mohammed’i savunma gayretleri olarak değerlendirilemez ve Erdoğan söyledikleri ve yaptıklarının Batı toplumlarında yaşayan Müslümanlar için ne tür sonuçlar doğuracağını herkesten çok daha iyi bilmektedir.’’

Al-Sawafi görünüşe bakılırsa, Erdoğan’ın sözlerine tepki olarak, Fransa ve Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanların İslami hayır kurumlarının kapatılması ve siyasi faaliyetlerin yasaklanması dâhil çeşitli kısıtlamalarla karşılaşabileceklerinden endişelidir.

Paris kentinin Poissonniers caddesinde açık havada Cuma namazı kılan Müslümanlar. Kaynak: MOROCCO WORLD NEWS

Suriyeli gazeteci Baha al-Awwam, Erdoğan’ın Araplar ve Müslümanları kontrol etme gayretinin parçası olarak İslam dininde bir ‘‘rönesans’’ veya ‘‘reform’’ peşinde olduğunu söylemektedir. Al-Awwam, Arap bölgesinin İslami bir rönesans veya reforma ihtiyacı olmadığını ileri sürmektedir. Awwam’a göre Erdoğan hâlihazırda Libya, Katar, Irak ve Suriye’yi kontrolü altına almaya çalışmaktadır.

“Sultan (Erdoğan) yöneticilerinin zulmüne uğrayan halkları destekleyerek taraftar toplamaktadır… Fakat aşırılık yanlıları ve kan tacirlerinin Erdoğan’ın desteğinden en çok yararlananlar olduğunu bilmiyorsunuz. Sultan’ın eline fırsat geçtikçe Türklere zulüm uyguladığından bahsetmeye gerek dahi yok ve bunun kanıtı da kendisine muhalif binlerce insanı hapse attırmasıdır. Erdoğan’ın oynadığı oyunun adı fırsatçılıktır. Fransız öğretmen krizi zemininde bir dünya savaşı başlatmak istiyor. Savaşlar onun birikmiş başarısızlıklarından kurtulmasının tek yoludur. Ne yazık ki bu gerçekleşmeyecek ve Erdoğan çabalarında başarısız olacaktır.’’

Independent Institute haber sitesinde 03 Ağustos 2020 tarihinde yayımlanan, Alavaro Vargas Llosa imzalı ‘‘Sultan Erdoğan Döneminde Türkiye’’ başlıklı haberden alıntıdır. Kaynak: INDEPENDENT INSTITUTE

 

Birçok Arap ve Müslümanın tepkileri; Erdoğan’ı İslam’a Macron veya Batıdaki diğerlerinden çok daha ciddi bir tehdit olarak gördüklerini ortaya koymaktadır. Ancak Erdoğan’ı eleştirenlerin sesleri ana akım medyada nadiren yer almaktadır.

İronik bir biçimde; hâlihazırda Fransız mallarına boykot çağrısında bulunan Erdoğan’ın kendisi, giderek artan sayıda Arap ve Müslüman tarafından boykot edilmektedir. İslam dinine Batılılar tarafından yapılan hakaretlerden sızlanan Erdoğan’ın bizzat kendisi Müslümanlar tarafından diğer Müslümanları öldürmek ve topraklarını işgal etmekle suçlanmaktadır.

 

Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. Yazıda ifade edilen görüşler ve ileri sürülen iddialar yazar Khaled Abu Toameh’e aittir. Yazının çevrilerek paylaşılması içeriğinin Sun Savunma Net sitesi ve çeviren tarafından onaylandığı anlamına gelmemektedir. Yazının orijinal metnine aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.gatestoneinstitute.org/16724/the-real-enemy-of-islam

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.