Yazar: Yekaterina Chulkovskaya, AL-MONITOR, 13 Aralık 2017
Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 18 Aralık 2017
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 11 Aralık 2017 günü Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere Ankara’ya kısa bir ziyarette bulunmuştur. Türk başkenti, Suriye ve Mısır sonrasında Putin’in bir günlük kısa turunda ziyaret ettiği üçüncü başkent olmuştur. Kasım ayı içinde iki lider, Rusya’nın sahil kasabası Sochi’de, Suriye krizini görüşmek maksadıyla iki kez bir araya gelmişlerdir. Son görüşmenin gündemi ise, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs kentini İsrail’in başkenti olarak tanıma ve ABD Büyükelçiliğini bu kente taşıma kararı olmuştur.
Erdoğan ile görüşmesi sonrasında Putin gazetecilere; ‘‘Doğal olarak gündem, ülkelerimizin yakın olarak iş birliği yaptığı, dramatik bir şekilde kötüye giden Orta Doğudaki barış süreci ve Suriye ilişkileri üzerine odaklandı’’ açıklamasını yapmıştır.
Putin, Moskova ve Ankara’nın, Birleşik Devletlerin Kudüs kentini İsrail’in başkenti olarak tanıma kararının, bölgedeki istikrarı bozacağı yönünde aynı fikirde olduğunu ifade etmiştir.
Putin açıklamasında; ‘‘Hem Rusya, hem de Türkiye, Birleşik Devletler yönetiminin Kudüs kentini İsrail’in başkenti olarak tanıma ve büyükelçiliğini bu kente taşıma kararının, Orta Doğudaki problemi çözmeye hiçbir şekilde katkı sağlamayacağına inanmaktadır. Aksine, bölgede zaten yüksek olan gerilimi daha da artıracaktır’’ ifadelerini kullanmıştır.
Putin ile yaptığı görüşme öncesinde Erdoğan, konu hakkında çok daha şahin bir tutum sergilemiştir. Türkiye cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada; ‘‘Kudüs kentini İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı ile Birleşik Devletler dökülen kanlara ortak olmuştur’’ sözlerini kullanmış ve İsrail’i bir terör devleti olarak nitelendirerek, Türkiye’nin Kudüs kentini çocukları öldüren bir devletin insafına terk etmeyeceğini ifade etmiştir.
Fakat Putin ile yaptıkları ortak açıklamada Erdoğan, çok daha sağduyulu ve tedbirli davranmış ve Rusya ile benzer bir tutum takınmıştır: ‘‘Bay Putin ile Kudüs konusunda aynı fikirleri paylaştığımızı gördüm ve bu meselede kararlı tutumumuzu sürdürme konusunda anlaştık’’ ifadelerini kullanmıştır.
Ankara görüşmesi öncesinde iki lider, Kudüs dâhil Orta Doğudaki durumu, Trump’ın Kudüs kararını açıklamasından bir gün sonra, Erdoğan’ın Putin’i araması ile 7 Aralık 2017 günü telefonda da görüşmüşlerdir.
Rusya başkanlık ofisinden yapılan resmi açıklamada; ‘‘Her iki taraf da ABD’nin Kudüs kentini İsrail’in başkenti olarak tanıması ve ABD büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma planı hakkındaki ciddi endişelerini dile getirmişlerdir. Bu hamleler Orta Doğu barış sürecini tehlikeye sokabilir’’ ifadeleri kullanılmıştır.
Trump’ın Kudüs kararı sonrasında Türkiye’nin büyük kentlerinde protesto gösterileri düzenlenmiştir. Rusya’da ise Müslümanların, ABD’nin kararına şiddetle karşı çıkmalarına rağmen kitlesel gösteriler yapılmamıştır. Ülkenin önde gelen Müslüman organizasyonları Trump’ın kararını kınamışlardır. Rusya’daki Müslüman toplumu temsil eden dini bir grup olan Rusya Müftüler Konseyi ve Rusya Merkezi Müslüman Ruhani Kurulu yaptıkları açıklamalarda, Amerikalı yetkililerin yanlış kararlarını gözden geçirmesi konusunda, bütün dünyadan yükselen seslere katıldıklarını ifade etmişlerdir.
Çeçenistan’ın Müslüman kesiminin müftüsü olan Salah Mezhiev, Müslümanların Kudüs kentini asla İsrail devletinin başkenti olarak tanımayacağını ifade etmiştir. Tataristan müftüsü Kamil Samigullin de Trump’ın kararının büyük bir fırtınaya neden olduğunu açıklamış ve Instagram hesabında: Rus Müslümanların, bu meselede bütün İslam dünyası ile birlik olduğunu ve 1,7 milyar Müslümanın manevi başkenti olduğundan, Kudüs kentinin İsrail’in başkenti olamayacağını yazmıştır. Samigullin’e göre Kudüs kenti aynı zamanda, ortak bir vatan ve birçok dini ve milli grubun temsilcilerinin vatanıdır.
13 Aralık 2017 günü İslami İşbirliği Teşkilatı (İİT), 50’den fazla üye ülkenin katılımı ile acil olarak İstanbul’da toplanmış ve bütün dünyaya yapılan, Filistin’inin ve Doğu Kudüs kentinin bu devletin işgal edilmiş başkenti olarak tanınması ortak bildirgesi ile sonuçlanmıştır. Ankara’ya yaptığı ziyaret esnasında Putin, Moskova’nın da zirveye katılacağı sözünü vermiştir. 20 milyon Müslüman nüfusu ile Rusya, 2005 yılında katıldığı İİT’de gözlemci statüsüne sahiptir. Moskova’nın bu manevrası, Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesine neden olabilir.
Ankara’da yapılan görüşmede iki lider, Türkiye’nin Rus yapımı S-400 füze savunma sistem alımıyla ilgili detayları da konuşmuşlardır. Türkiye cumhurbaşkanı, alımın bu hafta içinde tamamlanabileceğini açıklamıştır.
Erdoğan, Putin ile yaptığı ortak basın açıklamasında; ‘‘Yetkililerimiz, S-400 işini tamamlamak üzere önümüzdeki hafta içinde bir araya gelecekler’’ ifadelerini kullanmıştır.
Interfax haber ajansının bildirdiğine göre; 12 Aralık 2017 günü Rusya başkanlık yardımcılarından Vladimir Kozhin yaptığı açıklamada; Rusya Federasyonu’nun Türkiye’ye, Ankara’nın S-400 kara-hava füze savunma sistemi alımında kısmi bir finans teklifinde bulunacağını ifade etmiştir.
Kozhin yaptığı açıklamada; ‘‘Halen faiz oranı gibi teknik sorunlar görüşülmektedir. Her şey Maliye bakanlığı sorumluluğunda yürütülmektedir’’ sözlerini kullanmıştır.
Türkiye ilk S-400 füze sistemini 2019 yılında envanterine almayı ümit etmektedir. Türkiye Savunma Bakanı Nurettin Canikli konu hakkında Kasım ayında yaptığı bir açıklamada; anlaşmanın iki adet S-400 sistemini içerdiğini, üçüncü bir sistemin de seçenek olarak anlaşmada yer aldığını ifade etmiştir.
NATO Parlamenter Asamblesi Türk heyeti başkanı olan Ahmet Berat Çonkar Al Jazeera’ya yaptığı açıklamada; S-400 alım kararının tamamen teknik ve mali nedenlere dayandığını ifade etmiştir. Çonkar’a göre Türkiye’nin, diğer seçenekler arasından S-400 sistemini seçmesinin nedeni, füze sisteminin rakiplerine göre daha gelişmiş teknik özelliklere sahip olması, daha ucuz olması ve daha kısa bir süre içinde teslim alınabilecek olmasıdır.
Türkiye, NATO anlaşmaya karşı olmasına rağmen, Rusya ile bir yıldır sistemin tedarik görüşmelerini sürdürmektedir. Washington ve bazı NATO müttefikleri kararı, S-400 sistemi NATO ittifakının savunma sistemine entegre edilememesi nedeniyle bir hata olarak görmektedirler. Rusya’da ise birçok insan bu anlaşmayı, Birleşik Devletler ve NATO ile ilişkileri kötüye giden Türkiye’nin, dış politikasını yeniden ayarlamasının bir sonucu olarak görmektedir.
Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir ve yazarın görüşlerini yansıtmaktadır. Yazının orijinaline aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.
Jerusalem, missile defense dominate Putin’s quick Turkey visit
On Dec. 11, Russian President Vladimir Putin visited Ankara to meet his Turkish counterpart, Recep Tayyip Erdogan. The Turkish capital was the third destination of Putin’s one-day tour, during which he also visited Syria and Egypt. In November, the two leaders met twice in the Russian resort city of Sochi, when the Syrian crisis was dominating the agenda.