Hangi ülkenin, hangi yemeği ile doyacağınızı öğrenip beslenin, filanca yazarın tarifiyle öpüşüp, sevdasıyla tatmin olun, askere gidenlerin kanlı elbisesiyle cesur olun…
Özlem Uzun, Sun Savunma Net, 21 Aralık 2020
Ellerime aldığımda içimi ısıtan, kim bilir kaç insanın ruhunun yansıdığı eskimişlik…
İçime çektiğimde kokusuyla beni huzura kavuşturan sararmış kitap yaprakları, hangi kalemin, hangi tarihte kim tarafından çizilmiş olduğu, işte bu dedirten paragraf, dokundukça; karanlık mahzende gizlenmiş, tozla karışık alaca bulaca küçük mekânlar, kalbinizin bir kenarına ilişiveren mutluluk hissi, hiç bitmesin istediğiniz büyülü anlar…
Okuyalım aydınlanalım bilgimizi artırıp okuryazar sınıfına dâhil olalım, hatta yeniden kendimizi keşfedelim derken başka bir dünyaya gözlerimizi açtığımızı fark edivermek…
Şimdilerde senin kitabın, benim kitabım savunucuları, o yazarı okumam, bak sen de bu yazarı oku derken, aniden belirleyicilerin ortaya çıkmış olması!
Görsel, yazılı, hatta sosyal medya…
Kitabın yazarının, diktatör dediğine diktatör, terörist dediğine terörist, hain dediğine hain, şehit dediğine şehit, şerefsiz dediğine şerefsiz, kahraman dediğine kahraman diyen düşünce okurları…
Yazarın dudak uçlarında yaşayan; okumaktan, sorgulamaktan, araştırmaktan nefret eden üniversite mezunları sizi!
Hiç sorgulamayın, araştırmayın, incelemeyin…
Sadece moda/hit olan kitapçılara, basıp parayı size empoze etmek istediklerini ezberleyin…
Hangi ülkenin, hangi yemeği ile doyacağınızı öğrenip beslenin, filanca yazarın tarifiyle öpüşüp sevdasıyla tatmin olun, askere gidenlerin kanlı elbisesiyle cesur olun…
Bedellilerin parayı bastırıp, yaptı sayılan askerlikleriyle kahraman olun…
Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığınız birini alçak ilan edin, yine dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığınız birini ilah edinin…
Yalnız dua edin de oluşturdukları yapay zekânızı, uzaktan kumanda ile patlatıvermesinler!
Sevgilerimle…