KUMPASDER BASIN AÇIKLAMASI
Bugun yine Adalet Sarayi önünde adalet icin (Muyesser Yildiz ve Ismail Dukel) basin aciklamasindaydik.
Yillar geciyor, adalete olan açlığımız, sususluğumuz dinmiyor.
Bundan 10 sene once Kumpas Davalar için verdiğimiz mücadeleyi bu sefer Basın Özgürlüğü, tutuklu ve gözaltındaki gazeteciler icin veriyoruz…
Vermeye de devam edeceğiz.
Gerçekleri ve doğruları sonuna kadar savunacagiz…
Basın açıklaması aşağıdadır;
MÜYESSER YILDIZ CASUS DEĞİLDİR
Bildiğiniz gibi Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser YILDIZ ve Tele1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürütmüş olduğu bir soruşturma kapsamında, siyasi ve askeri casusluk yaptığı şüphesiyle yakalama ve gözaltı kararıyla dün sabah saatlerinde evinde gözaltına alınmıştır.
Bizler Müyesser Yıldız’ı yakından tanıyan kimseleriz. Müyesser Yıldız’ın ifadesine başvuracak Sayın Cumhuriyet Savcısının Odatv’yi araması hatta Adliye kapısındaki görevlilere haber vermesi bile yeterliydi; zira kendisinin her gün duruşma izlemeye geldiği adliyede çalışan herkesçe bilinen bir gerçekti.
Müyesser Yıldız, 9 yıl önce, Türkiye Cumhuriyeti’ne saldıran emperyalistlerin maşası gerçek casus oldukları tartışma götürmez dönemin FETÖ’cü savcı ve polislerinin kurduğu kumpaslardan biri olan Odatv Davası kapsamında gözaltına alınmış ve bir yıl tutuklu kalmıştı. O gün FETÖ ile ortaklık yaparak Müyesser Yıldız’ın tutuklanmasını alkışlayanlar, bugün FETÖ’nün yarım bıraktığı işi tamamlamak üzere harekete geçmiş görünmektedir. Manidar bulduğumuz husus ise tıpkı FETÖ yargısının yaptığı gibi bugün de susturulması ve tasfiye edilmesi düşünülen kişilere casusluk yaftasının yapıştırılmasıdır. Gözaltının tam da Müyesser Yıldız’ın kendisini sosyal medyada hedef gösteren İçişleri Bakanı aleyhine dava açması ve suç duyurusunda bulunmasından birkaç gün sonra yapılmış olmasını da ayrıca manidar buluyoruz.
Dün, ancak saatlerce bekletildikten sonra kendisiyle görüşebildik. Soruşturmayı yürüten Sayın Başsavcı Vekili ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısı ile görüşme taleplerimiz meşgul oldukları gerekçesiyle cevapsız bırakıldı. Kısıtlılık kararı olduğu gerekçesiyle avukatına dosya hakkında bilgi verilmezken, gazeteci müsveddesi bazı şahıslar akıl almaz iddialarla dolu dosyanın içeriğini gazetelerde yazdılar, televizyonlarda konuştular. Dokuz yıl önce Samanyolu Tv, Zaman ve Taraf Gazetesinin yaptığını yaptılar, dosya içeriğini köpürterek medyatikleştirip algı oluşturmaya çalıştılar.
Hukuksuzluk bu kadarla da kalmadı. Evini aramaya gelen kolluk görevlileri avukatına haber vermesine müsaade etmediler. Ev halkının tümünün bilgisayar ve telefonlarına el koydular. Üstelik kanunun açık hükmüne rağmen imaj alma zahmetini dahi göstermediler. Olayı haricen öğrenip arama mahalline gelen avukatına dosyada kısıtlılık olduğu gerekçesiyle CMK’nın 153. maddesinin açık hükmüne rağmen arama-el koyma tutanağının bir suretini vermediler. Oysa 9 yıl önce, FETÖ’cü kolluk gözaltı yapmaya geldiğinde avukatına haber vermiş, bilgisayarların imajını almıştı.
Müyesser Yıldız, Ergenekon Kumpasından tahliye olduktan sonra yıllarca FETÖ kumpası davaların mağdurlarının ve ailelerinin sesi oldu. Cezaevi kapılarında, sessiz çığlık eylemlerinde, adalet nöbetlerinde, duruşma salonlarında hep O vardı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin onurunu korumak için küçücük bedeni korkusuzca siper etti. Biz de kendisini bu zorlu süreçte yakından tanıma onuruna eriştik.
Müyesser Yıldız’dan casus yaratmaya çalışanlara sözümüz şudur ki; Müyesser Yıldız’ın casusluk yaptığına bizi inandırmazsınız. Sözüm ona basından öğrendiğimiz kadarıyla, İstanbul’da çok önemli bir subayın Libya Harekat Planlarını, İdlip Planlarını Müyesser Yıldız’a verdi şeklinde hezeyanlarınıza inanmamızı beklemeyeniz. Biz de yılarca askerlik yaptık, İstanbul’da görevli değil bir astsubayda, bir generalde dahi bu planların olmayacağını bilecek kadar tecrübe sahibiyiz.
Sevgili Dostlar, Saygıdeğer Basın Mensupları;
Nasıl geçmişteki kumpaslar alenen ortaya çıkmışsa, bugün Müyesser Yıldız’a kurulan bu kumpas da kısa sürede tüm çıplaklığıyla ortaya dökülecektir. Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel’in gözaltına alınması, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç’ın tutuklanması vatandaşın haber alma özgürlüğüne saldırıdır.
Bu vesileyle bir daha belirtmek isteriz ki Müyesser Yıldız casus değildir; bedeni küçük, yüreği büyük bir gazetecidir.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.