savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Ankara
2°C
Karla Karışık Yağmurlu
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
1°C
Pazartesi Açık
1°C
Salı Parçalı Bulutlu
3°C
Çarşamba Çok Bulutlu
4°C

LOIKAW – MYANMAR

A+
A-

LOIKAW, MYANMAR

 

Yazı ve Fotoğraf: Olay SALCAN, Sun Savunma Net

 

Yangon’dan sonra Myanmar’daki ikinci durağım olan, Myanmar’ın en küçük eyaleti Kayah Eyaleti’nin başkenti Loikaw’dayım. Özellikle uzun boyunlu kadınları ile ünlü olan bu şehirde diğer görülmesi gereken yerleri de görüp Myanmar’daki gezime devam edeceğim. Uzun bir süredir yabancılara kapalı olan Loikaw, son zamanlarda ziyarete açılmış olup yavaş yavaş yeni duruma ayak uydurma çabaları içerisinde. Bu nedenle de turistlere oldukça yabancı davranış ve acemilik içerisindeler.

TAUNG KWE ZEDI PAGODA

Buradaki görülecek en önemli yerlerden birisi, hiç kuşkusuz Taung Kwe Zedi pagodadır. Yaklaşık 115 metre yüksekliğindeki Thiri tepesinin 9 adet büyük kaya kütlesi üzerine kurulmuş bu pagodaya ilk önce dik bir merdivenle çıkılıyor. Daha sonra da diğer tepeler üzerine kurulmuş tapınaklara asma köprülerle yürüyerek ulaşılıyor. Yükseklik korkusu olanların buraya kadar gelmeden önce bunu aşağıda değerlendirmeleri gerekir. Myanmar’daki en muhteşem tapınak değil, ama yerleşim yeri olarak son derece ilgi çekici bir pagoda. Bu da onu diğer gördüğümüz pagodalardan farklı kılıyor. Özellikle akşam saatlerinde güneş batımının ortaya koyduğu resim, görülmeye değer. Güneşin sıcak renkli ışıklarının pagodanın altın rengi kubbelerine vuran görüntüsü, doyumsuz.

HAW NAN MANASTIRI

Haw Nan Manastırı, Kayah Eyaleti’nin en eski binası olup Birinci Dünya Savaşı zamanında Kayah Eyalet valisi Zaw Bwa Saw Pyar Du Sat Khun Li tarafından inşa edilmiştir. 1994 tarihinde de varisleri tarafından manastır haline getirilmiştir. Duvarlarındaki asılı eski döneme ait fotoğraflar, eski tarihli mobilyalar ve dolaşan rahipleri ile manastır, gezenler üzerinde manastırdan daha çok yaşayan bir müze izlenimi bırakıyor.

Manastırı gezerken rastladığım yaşlı bir rahip, bu binayı inşa edenin torunu imiş. Kendisi beni binada gezdirirken fotoğraflar üzerinden bina, burada geçmişte yaşayanlar ve yaşananlar ile ilgili verdiği bilgiler çok ilginçti. Burada yaşamış birisinden onun heyecanlı anlatımı ile bilgilenmek oldukça doyurucu oldu.

BUDİST RAHİP OKULU

Loikaw’da ziyaret ettiğim yerlerden birisi de Budist rahiplerin yetiştirildiği bir Budist rahip okulu idi. Burada onlarca rahip olmak için gelmiş genç insanı rahip kılığında görmek, son derece heyecan verici oldu.

Günlük hayatlarından kesitler gördüğümüz bu rahip adayları, beni meraklı ve tedirgin gözlerle karşıladılar. Yanlarına yaklaştığımda ilk önce nereden çıktı şimdi bu adam da diyen bakış yerini; kısa zamanda bölge insanın sıcak ve cana yakın yapısından kaynaklanan sevimli ve gülen bir bakışa bıraktı. Bölge yeni yeni turizme açıldığından hala turiste uzak ve yabancı duruyorlar.

Okuldaki işler rahip adayları tarafından yapılıyor. Odunlarını kendileri kesiyor, çamaşırlarını kendileri yıkıyor, açık havada yıkanıyorlar, yatakhane ve yemekhanelerini kendileri temizliyorlar. Yatakhane ve yemekhanede gördüğüm temizlik ve tertip, şaşırtıcı derecede üst sevide idi.

PAGADUNG KADINLARI

Loikaw’da görülecek en önemli bölge Kayah kabilesinin alt grubu olan Pagadung kabilesidir. Pagadung kabilesinin adı da, kadınların boyunlarında bulunan altın halkalardan dolayı uzayan boyunlarının görüntüsünden gelmektedir. Zaten Pagadung, uzun boyunlu manasına gelmektedir.

Pagadung kadınlarının dünya çapında ünlü olmalarının nedeni, boyunlarına taktıkları pirinç ve altın karışımı madeni halkalar. Guinness Rekorlar Kitabı’na göre dünyadaki en uzun boyun, yaklaşık 41 cm. uzunluğu ile bir Pagadung kadınına ait.

Bu halkaları takan kadınların boyunlarının uzun olarak görülmesi, onlara bakanlar üzerinde hem şaşırtıcı ve hem de ürkütücü bir etki yaratıyor. Güneş ışıklarında parlayan bu halkaları neden tercih edildikleri konusunda ilk aklıma gelen, kadınların güzel görünmek için her şeyi göze alabilecekleri idi.

Daha sonra da zenginliklerini boyunlarında taşımak olabileceğini düşündüm. Sonunda bu kabileye özel bir gelenek idi. Her gelenek doğru olmayabilir düşüncesi ile kadınların günlük yaşamlarına ve sağlık durumlarına katiyetle olumsuz etki yapan bu gelenekten bir an önce kurtulurlar ümidi içerisinde olmaktan başka bir şey elimden gelmez.

Ayrıca artık son derece turistik olmuşlar. Kadınların bu durumlarının para için gösteri malzemesi olarak kullanılması da hoş değil. Bunu kadın hakları savunucularına bırakıyorum.

Bu halkaların boynu yukarı doğru uzatmadıkları; aksine bu halkaların çeneleri yukarı doğru iterken ağırlıklarından dolayı köprücük kemiklerini aşağıya doğru bastırmakta oldukları ve omuzları eğdikleri tıp tarafından ispatlanmıştır. Bu da, boyunların uzadığı görüntüsünü vermektedir.

Ayrıca bu halkaların felç ve ölümlere de neden olabileceği konusu da ciddiyetini korumaktadır.

Geleneksel olarak kız çocukları beş yaşına geldiklerinde halkaları boyunlarına takmaya başlıyorlar. Yaşı büyüdükçe halkaların sayısı ve dolayısı ile ağırlığı da artıyor.

Bu kabilede halkaları yeni takmış kız çocuklardan, son halkayı da takarak boyunları zürafa gibi görünen yaşlı kadınlara kadar her türlüsünü görmek mümkün.

Uzak doğuda her şeyin bir efsanesi anlatılır. Bu halkaların da birkaç efsanesi var. Bu efsaneye göre Karenlerin ataları, dişi bir ejderha ile rüzgar tanrısından geliyor. Bu gelenek de bu ejderhanın görünüşünü yansıtmak içinmiş.

Diğer bir hikaye de, tarlada çalışan kadınların kaplanlar tarafından boyunlarından ısırılmaları nedeni ile kadınları kaplanlardan korumak için olduğu. Burada akla hemen bir soru geliyor. Kaplanlar erkekleri ısırmadıkları için mi erkekler boyunlarına halka takmıyorlar?

Bu efsanelerden duygusal olan da var. Örneğin; yerel savaşların birisinde düşman kuvvetleri tarafından kaçırılan genç ve güzel prenses Lae Khoe’nin kaçırılırken boynunda taşıdığı kabilenin kutsal ve altın renkli bitkisi Padaung’u prensesin kabilesine dönene kadar boynundan hiç çıkartmamış olması. Bunun hatırası olarak kadınların hala bu halkaları taktığı dile getiriliyor.

Yalnızca bu bölgeye özel bu görüntüleri görmek bir gezen için son derece farklı ve heyecan verici olsa da beni çok rahatsız etti. Kadınların sağlıklarını ve hayatlarını göz ardı ederek sadece para kazanmak için onları gelen turistlere bir mal gibi göstermek ve onlar üzerinden para kazanmak son derece itici.

Yaşları ilerlemiş ve geri dönüşü olmayan kadınlar için bu devam edebilir. Çünkü halkalardan dolayı zayıflayan boyun kaslarının başı tutamama gibi durumundan dolayı halka takmak zorunluluğu var olabilir, ama küçük yaştaki kız çocuklarda hala bu geleneği uygulamaya devam etmek, insanlık açısından kabul edilebilir bir durum değildir.

Halka takan bu kadınların, bu durumdan rahatsız oldukları, acı çektikleri, bunun yaşamlarını son derece olumsuz etkilediği ve yaşam kalitelerini düşürdüğü görünen bir gerçek.

Hoşça kalınız.

olay.salcan@gmail.com

https://olaysalcan.blogspot.com/

 

FOTOĞRAF GALERİSİ

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.