Müyesser Yıldız, Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, G4 Blok
Kaynak: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/trump-erdogani-overken-turkiyeyi-nasil-hedef-aldi-15092057.html
ABD’nin Başkan adaylarından Biden’dan sonra Fransa Cumhurbaşkanı Macron da Erdoğan’ı hedef gösterdi.
Macron, birkaç gün önce düzenlenen Türkiye karşıtı EuroMed-7 zirvesi sırasında şu açıklamayı yaptı:
“Türkiye provokasyonları artırıyor ve bu büyük ülkeye yakışmıyor. Türk halkı büyük bir halk ve başka şeyler hak ediyor. Biz Avrupalılar, Türk halkına değil Erdoğan hükümetine karşı açık ve sert olmalıyız.”
Yani kendince Erdoğan’la Türk Milleti’ni ayırdı, milletle değil Erdoğan’la sorunları olduğu mesajını verdi. Tabii ki; Türk Milleti’yle sorunları olmadığı için “soykırım” iftiralarını sahiplendi, 24 Nisan’ı “soykırım günü” ilan etti, ülkemizi ve milletimizi parçalamayı hedefleyen teröristleri sarayında ağırladı, topraklarımız üzerinde Bizans ve Sevr hayallerini gerçekleştirme olan Yunanistan’a “hamilik” yaptı!..
Bu Macron ya çok “ileri zekalı” ya da bizleri, ne yapmak istediğini anlamayacak kadar “saf” sanıp bizimle alay ediyor.
Gerek Biden, gerek Macron gerekse diğer emperyalist liderlerin bu ve benzeri hezeyanlarının üzücü ve acı yanı; Erdoğan’ı hedef alıp ona baskı kurarak her istediklerini yaptırabileceklerini zannetmeleri… Sanki bu ülkenin Meclis’i, kurumları, hafızası yokmuş gibi davranmaları… Sanki Erdoğan ve kurumlar razı gelse bile Türk Milleti’nin hiç karşı çıkmayıp kaderine razı olacağını düşünmeleri…
Büyük Şeytana Dikkat
“Küçük şeytanı” bir kenara bırakıp asıl “büyük şeytan” ABD’nin Macron’la aynı gün yaptığı benzer bir açıklamadaki detaya dikkat çekmek istiyorum.
Ama önce Trump her vesileyle Erdoğan’ı överken, ABD’nin sadece son 3 ayda doğrudan ülkemizi ve milletimizi hedef alan “icraatlarını” hatırlatayım.
– Suriye’deki PKK’lı teröristlere yine milyonlarca dolar gönderdi.
– Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) General McKenzie, Suriye’ye gidip “general”diye hitap ettikleri teröristbaşıyla görüştü.
– 101. Hava İndirme Tugayı, Dedeağaç’a, hemen sınırımızın dibine yerleşti. Malzemeler Bizans bayraklı bir gemiyle getirildi. ABD’nin Yunanistan Büyükelçisi Geoffrey Pyatt, bu tugayın gelişiyle, “ABD’nin, ortak güvenlik ve ekonomik çıkarlarını ilerletmek için Yunanistan’la çalışmaya kararlı olduğu konusunda izleyen herkese açık bir sinyal gönderdiklerini”söyledi.
– Suriye’deki terör örgütüyle petrol anlaşması imzaladı.
– Ankara’nın baş konuklarından Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Dışişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı ile son görüşmelerinden hemen önce “özerk yönetim” dediği terör örgütünün, IŞİD’le mücadele eden 82 üyeli koalisyonun “partneri” olduğunu vurguladı.
– Uluslararası Askeri Eğitim ve Tayin Programı (IMET) kapsamında, Rum Ordusu’na askeri eğitim ve fon verilmesini kararlaştırdı. Dışişleri Bakanı Pompeo, “Bu Doğu Akdeniz’deki istikrarı sağlamak için bölgede kilit önemdeki ortaklarımızla ilişkilerimizin geliştirilmesi çabalarımızın bir parçasıdır.”dedi.
– Tam da Dünya Barış Günü’nde Rum kesimine 33 yıldır uyguladığı silah ambargosunu kaldırdı.
– Görev süresi sona eren IŞİD’le Mücadele Uluslararası Koalisyonu’nun sözcüsü Albay Myles B. Caggins, PKK/YPG’lilere veda ziyaretinde, artık onlara yardım edemeyeceği için çok üzgün olduğunu anlatıp ağladı ve ödül aldı. Yerine gelen Albay Wayne Marotto da Kürtçe konuştuğu bir videoyla, “Kürt güçlerine destek vermeye devam edeceklerini”duyurdu.
– Daha birkaç gün önce Trump, “Suriye’deki petrolü koruyan askerlerimiz var. Sayıları fazla değil. Kürtler’e yardım ediyoruz. Petrol bizde olduğu için hayatlarını daha güzel hale getiriyoruz.”diye konuştu.
– Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un ziyaretinden sonra apar topar Rum kesimine giden Dışişleri Bakanı Pompeo, “Kıbrıs [Rum] halkının bakış açısıyla bağlantılı riskleri anlamak için çaba göstereceğini”belirtip, “Gerçek görüşmelerin olacağını ve bu görüşmelerin gerçekleşebilmesi için bölgede bulunan askeri varlıkların geri çekileceğini umuyorum.”açıklamasını yaptı. Yani Türk askerinin çekilmesini istedi!..
– Aynı ziyarette Dışişleri Bakanı Pompeo, Rum kesimi ile sınır, liman ve gümrük güvenliği konusunda işbirliği amacıyla kullanılacak olan Kıbrıs Kara, Açık Deniz ve Liman Güvenliği Merkezi’nın kurulmasını, bu faaliyetler için ABD’nin Rum kesimine ekipman sağlamasını da içeren bir mutabakat zaptı imzaladı.
İncirlik’ten Mesaj
ABD bunları yaparken, Ankara’dan cılız tepkiler dışında bir ses duyulmadı. Dahası, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Türkiye’nin ve ABD’nin geçmişte birçok kez yaptığı gibi, daha olumlu bir yola gireceğine inancım tamdır… NATO’ya bağlılığımız sağlamdır.”gibi mesajlar verdi.
ABD’nin Macron’dan ayrımına gelince;
Bilindiği gibi, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün kilit noktalarından birisi İncirlik Üssü’ydü. Milletimizin, yıllardır ABD’nin ihanetlerine karşı burasının kapatılmasını istediği de malum.
İşte ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield, birkaç gün önce bu üssü ziyaret etti. Ziyaretle ilgili olarak Büyükelçi tarafından yapılan paylaşımda Satterfield’ın, 39. Hava Üssü Kanat ve 10. Tanker Üs komutanlarıyla, NATO’nun güney kanadındaki misyonunu ele aldığı bildirildi.
Bundan sonrası ilginç ve dikkat çekici. Paylaşımda Milli Savunma Bakanlığı’nın hesabı da etiketlenerek, “Milli Savunma Bakanlığı ile birlikte güçlü ve kalıcı olan ilişkilerimize değer veriyoruz. Burada bulunuşumuz güvenliği ve istikrarı; ülkelerimizin, bölgemizin ve İttifak’ın yararına geliştirmek için beraber çalışma taahhüdümüzün bir göstergesi.”denildi.
Bu mesajı veren, ABD Savunma Bakanlığı, Savunma Bakanı veya Genelkurmay Başkanı değil, Büyükelçi. Yani tüm kurumlarıyla, Amerikan Devleti’nin ülkemizdeki temsilcisi. Ancak sadece Milli Savunma Bakanlığı’nı muhatap alıp, onunla ilişkilere “değer verdiğini”bildiriyor ve onunla “birlikte çalışma taahhüdünde”bulunuyor.
Macron’dan önce “Ne iş?”diyerek bunu konuşmamız ve sorgulamamız gerekmez mi?!..
Sincan’dan açık cezaevindeki tüm dostlara kucak dolusu sevgiler…