Yazar: Patrick Kingsley, 1 Haziran 2015
Çeviren: Ercan Caner, Ankara-Türkiye, 7 Şubat 2017
Altın şömine rafları ve püsküllü perdeler ile donatılmış odasında ve takım elbisesinin içinde Mohamed Morsi hiç de başkanlıktan indirilecek bir adam gibi görünmemektedir. Rolünü iyi oynamış ve insanları kendisine inandırmıştır. Tarih, heyecan ve öfke dolu kalabalıkların Mısır ordusuna Morsi’yi iktidardan uzaklaştırmak için ihtiyaç duyduğu kılıfı verdiği günün öncesi olan 29 Haziran 2013’tür. Mısır’ın seçilmiş ilk devlet başkanı olan Mohamed Morsi’ye aynı gün sorulur; ‘‘Orduya güveniyor musunuz? Cevap tek kelimedir: ‘‘Gedan – Tamamen!’’ Sonrasında ekler, ‘‘Onlar şimdi ordunun kendi meseleleri ile meşguller.’’
Fakat Mısır ordusunun sadece kendi meseleleriyle ilgilenmediği çok açıktır. Morsi’nin Mısır devlet başkanı olarak verdiği son demeç budur. 30 Haziran 2013 günü milyonlarca Mısırlı sokaklara dökülür. İktidara geldiğinin birinci yıldönümünde Morsi’den başkanlığı bırakmasını istemektedirler. İki gün sonra Abdel Fatah el-Sisi ona iktidardan çekilmesi için bir ültimatom[2] verir. Ültimatom, Morsi’den 48 saat içerisinde başkanlıktan çekilmesini talep etmekte ve yoksa… diye devam etmektedir.
Görünüşte başkanı korumakla görevli seçkin Cumhuriyet Muhafızları[3] Morsi’yi ev hapsine alırlar, iletişim kurması engellenir. Birkaç saat sonra Sisi anayasayı askıya alır, en az üç İslamcı televizyonu kapatır ve 300 Müslüman Kardeşler[4] yetkilisinin tutuklanmalarını emreder (ÇN).
Ültimatomdan iki gün sonra 3 Temmuz 2013 tarihinde Sisi, Morsi’nin tutuklanmasını emreder. Morsi o tarihten bu yana günlerini hapishanede geçirmiştir, ona yöneltilen suçlamalar casusluktan halkı kışkırtmaya kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır, iktidarı elinden alanlar onun bir daha özgür olmasını istememektedirler. İktidarı ele geçiren Sisi on binlerce muhalifi gözaltına alır, binlerce insan öldürülür. Öldürülenlerin çoğunluğu Müslüman Kardeşler örgütü mensuplarıdırlar.
Morsi’ye verilen idam cezası temyize gidecek ve sonuç alınması yıllar sürecek. Eğer idam edilir ise Saddam Hussein’in 2006 yılında infaz edilmesi sonrasında Morsi idam edilen ilk devlet başkanı olacak. Üç yıl önce yapılan serbest seçimlerde, Mısır’ın ilk seçilmiş devlet başkanı olan Morsi’nin ölüm cezasıyla sonlanan kaderi gerçekten şok edici bir gelişmedir. Morsi’nin bu noktaya nasıl geldiği sorusunun cevabı, soruyu kime sorduğunuza göre değişmektedir. Morsi’yi destekleyenler onun bu duruma düşmesinin nedeni olarak; Hosni Mubarak’ın 2011 yılında devrilmesi sonrasında, eski rejimin geniş ölçüde iktidarda kaldığını ve seçildiği ilk günden itibaren Morsi’nin altını oymaya başladıklarını iddia etmektedirler.
Müslüman Kardeşler örgütünden Ahmed el-Khoufi’ye göre çatışma kaçınılmazdı. Khoufi, 2011 isyanı esnasında Hamas ile işbirliği yaparak hapishaneden kaçmakla suçlanan ve Morsi ile birlikte ölüm cezasına çarptırılan 100 kişiden birisidir. Mahkemeye göre Müslüman Kardeşler, Hamas, Hizbullah ve yerel militanlar bir araya gelerek, 29 Ocak 2011 günü Wadi el-Natroun hapishanesini basmış ve Morsi ile birlikte 34 Müslüman Kardeşler liderini serbest bırakmıştır. Şimdi kaçak olan Khoufi, özgürlük, sosyal adalet ve insan onuruna saygı talep eden devrimin destekçileri ile Mısır’ı yıllardır yönetmekte olan rejim arasında bir çatışmanın kaçınılmaz olduğunu vurgulamaktadır.
Fakat Mısır devriminin başlangıç safhasında Morsi’nin yanında olan solcular, liberaller ve ılımlılar sonradan Mubarak’ın müttefikleri safına geçmişler ve Morsi’nin iktidardan uzaklaştırılması çağrısını yapmaya başlamışlardır. Bu kesimlerin öne sürdüğüne göre Morsi, diğer devrimci gruplarla birlikte çalışmak yerine, sadece Müslüman Kardeşlerin çıkarlarına uygun hareket etmeye başlamıştır. 2011 yılında Morsi’ye karşı mücadele eden ve yarışın önde gelenleri arasında olan Abdel Moneim Aboul Fotouh’a göre Müslüman Kardeşler örgütünde bir politik aptallık mevcuttur. Fotouh’a göre ‘‘Onlar kendilerini Mubarak rejiminin komplolarından sadece kendi organizasyonları ile koruyabileceklerini sanmışlardır.’’ Fotouh sözlerine ‘‘Kibirli olduklarını fakat herhangi bir devrimin, sonrasında sadece o devrimin sahibi olan halk dışında kimse tarafından korunamayacağını bilmediklerini’’ eklemektedir.
[1] Ölüm cezası Mısır Temyiz Mahkemesi tarafından 15 Kasım 2016 tarihinde iptal edilmiştir.
[2] Silahlı kuvvetler halkın taleplerine uyulması çağrısını yinelemekte ve herkese son şans olarak 48 saat vermektedir. Devletin milli güvenliği ciddi tehdit altındadır ve çözüm bulunamaz ise ordu, vatansever ve tarihi sorumlulukları gereği, bütün vatansever ve samimi taraflar ve kesimlerle birlikte, gelecek için bir yol haritası ve uygulama adımlarını ilan edecektir.
[3] Mısır Cumhuriyet Muhafızları, Mısır Ordusunda tümen seviyesinde bir birliktir. Zırhlı araçlara da sahip olan tümenin esas vazifesi Cumhuriyetin başkanını korumaktır. Tümen, başkanın yanı sıra, başkanlık saraylarını, komuta merkezlerini, başkanlık havaalanlarını da korumaktadır. Zırhlı ve mekanize araçlara sahip olan tümen emirleri sadece kendi komutanı ve başkandan almaktadır.
[4] Müslüman Kardeşler Hassan al-Banna tarafından İsmailliye Mısır’ da Mart 1928’ de bir İslamcı, dinsel, politik ve sosyal bir hareket olarak kurulmuştur. Grup diğer Müslüman ülkelere de yayılmış, ancak en geniş yapılanmasını Mısır’da oluşturmuştur. 1948, 1954, 1965 yıllarında örgüt ve devlet arasında karşılıklı komplo ve suikast suçlamaları ile geçen yılların ardından, 2011 yılı devrimi ile Müslüman Kardeşler, yasal olarak tanımlanan bir organizasyon haline gelmiş ve 30 Nisan 2011 tarihinde Özgürlük ve Adalet Partisi adı ile Mısır‘ da genel seçimlere katılmıştır (Vikipedi).
Devamını Oku butonuna basarak makalenin tamamını PDF formatında okuyabilir ya da kişisel bilgisayarınıza indirebilirsiniz.