savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Ankara
2°C
Karla Karışık Yağmurlu
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
1°C
Pazartesi Açık
1°C
Salı Parçalı Bulutlu
3°C
Çarşamba Çok Bulutlu
4°C

NASUH MAHRUKİ’YE CEVABIMDIR

NASUH MAHRUKİ’YE CEVABIMDIR

NASUH MAHRUKİ’YE CEVABIMDIR

Osman Başıbüyük, Sun Savunma Net, 14 Şubat 2023

Deprem sebebiyle çok büyük bir acı yaşıyoruz. Hepimiz hâlâ şoktayız. Herkes iyi niyetle kendi görüşlerini ortaya koyuyor. Lakin yaralarımızı sarmaya çalıştığımız şu anda Yunanistan ile savaş tartışması başlatmak bana çok anlamlı gelmedi. Yunanistan bu zor durumumuzdan faydalanıp bize saldırır mı? Sanmıyorum.

Yunan halkına okullarda Türk düşmanlığı öğretilir deniyor, gerçi ben Yunanistan’da kaldığım kısa sürede böyle bir izlenim edinmedim, ama var sayalım öyle olsun. Yunan halkı deprem sebebiyle Türkiye’ye yardım için kampanyalar başlatmış, bu kötü bir şey mi? Yunan halkının kalbinde dostluk duyguları filizlenmeye başlamış, ne güzel!

Belki de tarihte ilk defa bir Yunanlı siyasetçinin ağzından halkları yakınlaştıracak cümleler duyduk. Normalde Türk düşmanlığı onlar için siyasi bir manivelaydı. Bu sefer Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Hatay ziyaretinde, “İlişkimizi düzeltmek için başka bir depremi beklememeli” dedi.

Bizde şöyle bir adet vardır: Bayramlarda olduğu gibi cenazelerde de küsler barışır. Bırakalım iki halk arasında başlayan bu yakınlaşma devam etsin. Bu çok önemlidir. Çünkü birbirleri ile savaşmak istemeyen iki halkı hiçbir kışkırtıcı savaştıramaz.

Halkları savaşa hazırlamak için ajitasyon yapılır. Bu tezgâhın malzemesi milliyetçilik ve dini duygulardır. Evet, olası tehlikelere karşı uyanık olmalıyız. Ama bunu Yunan düşmanlığını körükleyecek şekilde yapmak niye? Kime faydası var? Tam tersine barış için filizlenen bu duyguları kullanmak gerekmez mi?

Yunanistan ile var olan sorunlarımızı unutalım demiyorum. Onların dayatmalarına tabi ki boyun eğmeyeceğiz. Siyasi mücadele siyasetçiler tarafından durmaksızın sürdürülecektir. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri, her türlü tecavüz ve oldubittiye her zaman hazır olmalıdır ve hazırdır.

Hayatımın 21 senesi av-bombardıman pilotu olarak geçti. Muvazzaf olduğum dönemde olası bir savaşta her zaman Yunan hedeflerini vuracak ilk pilotlardan biriydim. Yani ilk ölecek veya öldüreceklerden biriydim. Hepimiz, hedeflerimizi ezbere bilirdik. Siz hiç merak etmeyin bugün de bu görevi gözünü kırpmadan ezbere yapacak delikanlılarımız var. Bu işe halkları karıştırmamak lazım. Vazife, devlet görevlileri ve TSK’nındır. Bize düşen görev ise halkların duyguları ile Küresel Çete’nin planlarını birbirine karıştırmamaktır.

Küresel Çete, günümüzde sürekli Türk-Yunan savaşını körüklüyor. İstiyorlar ki iki devlet birbirini yesin bitirsin. Bu pis tezgâhı bozmanın yolu halkları kışkırtmak değil uyandırmaktır. Bakın 1815 Waterloo Savaşı’ndan beri yapılan bütün savaşlardan, galip devletler dâhil, herkes zararlı çıkmıştır. Savaşların tek kazananı Vatansız Para’dır.

Savaş, galip gelen devletler için de korkunç bir borç yükü ve yıkım yaratır. Örneğin 1’inci Dünya Savaşı başlamadan önce 1914’te İngiltere’nin ulusal borcu, 650 milyon sterlin idi. Borç miktarı savaşın bitiği 1919’da 7,40 milyar sterline yükselmiştir. Üstelik üzerinde güneş batmayan imparatorluk yıkılmış, bayrağı ABD’ye kaptırmıştır.

Devletin borcu, kamu borcudur. Devletin borcunu vatandaşlar öder. Kazanan veya kaybedene bakmaksızın halklar her savaştan borçlu çıkarlar. Kaybedecekleri kesindir. Üzerlerine binen vergi yükü ve hayat pahalılığı artar. Daha fazla çalışıp daha fazla köleleşirler. Üstelik bir de savaşta kan dökmüş, çocuklarını toprağa gömmüşlerdir. O kadar zayıf düşerler ki işte bu ortamda Vatansız Para mala çöker. Nasıl mı? Örnekle anlatayım.

Yunanistan ile Türkiye arasında çıkartılan sorunların bugün merkezinde Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının paylaşımı yatıyor. Vatansız Para’nın bu kaynaklara çökebilmesi için mutlaka iki devletin savaşması gerekiyor. Savaşı kimin kazandığı onun için önemli değildir. Savaş sonunda nasıl olsa galip gelen devlet de gırtlağına kadar borca batmış olacaktır. Bu durumda mecburen Vatansız Para’ya el açacak ve emirlere boyun eğecektir. İktidara muhtaç olan siyasetçilerin direnmesi mümkün değildir. Biri dirense, devirip diğerine diz çöktürür ve mala çökerler. Yüzyıllardır aynı senaryoyu oynuyorlar, biz hâlâ uyanamadık!

Bırakalım Yunan halkı, depremin yarattığı acıyı bizimle paylaşsın. Belki dostluk, barış ve uzlaşmanın tohumları yeşerir. Uyarıyı aşıp kışkırtmaya varan yazılar, haklara değil Vatansız Para’ya hizmet eder. Yeşeren filizleri kurutmak değil yaşatmak gerekir.

Uyanık olmalıyız kardeşim.

 

Not: Konuyu daha ayrıntılı incelemek isteyenler “Başbakanımız Yunanlı Olsun” başlıklı makalemi okuyup, Hannover’de verdiğim “Dünyada neler oluyor? Yeni bir savaş kapıda mı?” başlıklı konferansı izleyebilirler.

https://www.sunsavunma.net/yunanistan-buyukelcisi-lazaris-christodoulos-bu-makale-sizin-icin-basbakanimiz-yunanli-olsun/

https://www.youtube.com/watch?v=zwu4iL-ASk4&t=627s

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.