Suriye Demokratik Güçleri ile birlikte savaşan ABD’li bir savaşçı
elinde Amerikan bayrağı ile. Rakka-Suriye, 27 Mayıs 2016,
Foto: REUTERS/Rodi Said
Yazar: Laura Rozen, 2 Kasım 2016
Çeviren: Ercan Caner
WASHINGTON — ABD askeri yetkilileri, IŞİD terör örgütünün elinde olan Rakka’yı izole edecek bir operasyonun, birkaç hafta içerisinde başlaması gerektiğini ifade ettiler ve istihbarat bilgilerine göre Rakka’da dıştan gelecek terör saldırılarıyla ilgili planlar yapıldığı uyarısında bulundular. ABD’li yetkililere göre, yakın vadede Rakka’yı IŞİD terör örgütünün elinden kurtarmak için düzenlenecek operasyonda görev yapabilecek tek fonksiyonel güç; Kürtlerin çoğunlukta olduğu Suriye Demokratik Güçleridir. Fakat ABD’li yetkililer, ABD Başkanı Barack Obama ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında 26 Ekim 2016 tarihinde yapılan bir telefon görüşmesi dâhil, Türkiye ile son günlerde yapılan yoğun temasların, Türkiye’nin Suriye’de IŞİD terör örgütüne karşı yapılacak hiç bir operasyonda Kürtlerin kullanılmaması yönündeki itirazını çözmekte başarılı olamadığını da açıklamışlardır.
Irak ve Suriye’deki en kıdemli ABD’li komutan olan Korgeneral Stephen Towsend, 26 Ekim 2016 günü Irak’tan uydu aracılığı ile yaptığı basın konferansında gazetecilere, istihbarat verilerine göre Rakka kentine dışarıdan terör saldırı planları yapıldığını ve Rakka kentinin izole edilmesinin çok önemli olduğunu ifade etmiştir. Towsend basın toplantısına katılan gazetecilere, Ankara’nın plana karşı olduğu bilgisini de vermiştir.
‘‘Rakka ‘da Suriye Demokratik Güçleri ile NATO müttefikimiz Türkiye arasındaki bu problemi nasıl çözeceğiz?’’ sorusunu soran Towsend, Türkiye’nin Suriye Demokratik Güçleri ile hiç bir yerde, özellikle de Rakka ‘da birlikte operasyona katılmak istemediğini de sözlerine eklemiştir. Gerçeklerin bunlar olduğunu anlatan Towsend, yakın vadede Rakka’ya müdahale edebilecek tek kuvvetin, YPG’nin büyük bir bölümünü oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri olduğunu ifade ederek, Türkiye ile görüşmeler, planlamalar ve konuşmaların sürdüğünü ve bu sorunu adım adım çözeceklerini ifade etmiştir.
ABD yetkilileri, Rakka’nın izole edilmesinde Kürt Kuvvetleri ve Suriye Demokratik Güçleri ile birlikte hareket etmeye ihtiyaçları olduğunu öne sürmüşler, fakat kentin IŞİD terör örgütünden geri alınması maksadıyla icra edilecek operasyonun ileri safhalarında, Arap Kuvvetleri kullanma yönünde de adımlar attıklarını ifade etmişlerdir.
‘‘Yani Rakka‘da operasyonu icra etmek için yeteri kadar yerel kuvvetin olduğunu değerlendiriyorum.’’ açıklamasında bulunan Towsend, bununla beraber operasyon için daha fazla yerel kuvveti eğitme ve donatmaya ihtiyaç olduğunu, yani operasyonun gelecek safhalarında kullanmak üzere ilave muharebe gücü oluşturma planları yaptıklarını da sözlerine eklemiştir.
ABD Savunma Bakanı Ash Carter, 26 Ekim 2016 tarihinde NATO toplantısı kapsamında, Fransız ve Türk paydaşları ile görüşmesi sonrasında, Brüksel’de muhabirlere verdiği demeçte, Türk Savunma Bakanı Fikri Işık’ı coşkulu bir şekilde övmüş fakat hiç bir yeni düzenlemenin henüz sonuçlandırılmadığı bilgisini de vermiştir.
‘‘Hiç bir yeni düzenlemeyi sonuçlandıramadık, fakat bu çok önemli meseleleri çok iyi bir ortak ile görüşmeyi sürdürdük.’’ ifadelerini kullanan Carter, herkesin IŞİD terör örgütü üzerindeki baskının sürdürülmesi yönünde hemfikir olduğunu ve bu örgütün hem Irak, hem de Suriye’de yenilmesi yönündeki hedefi herkesin paylaştığını sözlerine eklemiştir. Rakka operasyonunun ne zaman başlayacağı yönündeki soruları, ‘‘haftalar içerisinde’’ diye cevaplandıran Carter daha spesifik bir tarih veremeyeceğini açıklamıştır.
‘‘Ne yaptığımızı biliyoruz’’ sözleriyle konuşmasını sürdüren Carter ‘‘Bu planı uygulayacağız ve bu plan kapsamında haftalar içerisinde yeni kuvvetler oluşturarak, onları Rakka kentinin izole edilmesi maksadıyla kullanacağız.’’ şeklinde sözlerini sonlandırmıştır.
Eski bir Suriyeli diplomat olan ve halen Suriye muhalefeti Yüksek Görüşme Komitesinde görev yapan Bassam Barabandi, ABD yetkililerine, Rakka ‘ya yapılacak bir operasyonun uzun vadede başarılı olabilmesinin, kentin IŞİD terör örgütünün elinden kurtarılması için icra edilecek operasyonda, Kürtlerden ziyade Suriyeli Arap güçlerin kullanılmasına bağlı olduğunu söylediğini ifade etmiştir.
Al-Monitor’a ‘‘Rakka’nın, iki yılda bir IŞİD terör örgütünün geri döndüğü Anbar gibi olmasını istemiyoruz.’’ açıklamasını yapan Barabandi, ‘Bizim için en iyi olanı, ABD ve bölgesel ülkelerin tamamen Araplardan oluşan bir kuvvet oluşturması ve bu kuvvetin ABD tarafından eğitilmesidir ve bütün işi bu kuvvetin yapmasıdır. Ve bu, ABD ile Türkiye arasındaki operasyonel rol olacaktır’’ şeklinde sözlerini sürdürmüştür.
Suriye Demokratik Güçlerinin sıcak çatışma içerisinde yer almaması, danışman rolünde destek sağlaması ve kentten uzak durması gerektiğini ifade eden Barabandi, ABD yönetiminin bu düşünceyi beğendiğini, fakat onların argümanın da, operasyonu başarmak için yeni birlikler oluşturmanın zor olması nedeniyle, mevcut kuvvetler, yani Suriye Demokratik Güçleri ile yola devam edilmesi gerektiği olduğunu açıklamıştır.
ABD’li yetkililere, Rakka’nın çok küçük bir kent olduğunu, Suriye’de karada icra edilecek ilk Amerikan operasyonu olacağını ve mutlaka başarılması gerektiğini anlattığını ifade eden Barabandi, bu başarının Suriye, devrim ve herkes için çok iyi olacağını ifade etmiş ve Amerikalıların şu ana kadar yaptıklarının trajik bir sona neden olacağı uyarısında bulunmuştur.
Barabandi ’ye göre, Amerikalılar Türklere, Rakka operasyonuna hiç bir İslami grubun katılmasına izin verilmeyeceğini, bunun nedeninin de Ahrar al-Sham ve Jabhat al-Nusra gibi, Rakka kentini geçmişte elinde tutan gruplar tarafından kentin, IŞİD terör örgütüne teslim edilmesi olduğunu açıklamışlardır.
Erdoğan konu hakkındaki görüşlerini 27 Ekim 2016 tarihinde, bir gün önce Obama ile yaptığı telefon konuşmasında ifade ettiği gibi tekrarlamıştır. Obama’ya, ‘‘PYD/YPG gibi terörist organizasyonlara ihtiyacımız yok, gel birlikte IŞİD terör örgütünü Rakka’dan uzaklaştıralım, bu meseleyi beraberce çözelim’’ dediğini anlatan Erdoğan bu iş için yeterli güce sahip olduklarını ifade etmiştir.
Kürt YPG unsurlarındaki kadın savaşçılar
Al-Monitor’a yaptığı açıklamada Stein, Suriye Demokratik Güçlerinin cephe hatlarını, özellikle de Tell Abyad ve Manbij’i, Türk saldırılarına karşı hassas bir durumda bırakmak istemediğini anlatmıştır. Stein, ABD’nin Rakka’yı istediğini, bunun nedeninin de Rakka’nın, IŞİD terör örgütünün dış operasyonları planladığı yer olmasından kaynaklandığını açıklamıştır. Vazife, IŞİD terör örgütünü küçük düşürmek ve imha etmek ise bu örgütün Rakka’dan çıkarılması gerekmektedir, ancak bu şekilde IŞİD dış operasyonları planlama gücünü kaybedecektir.
Stein, tahminine göre, ABD tarafından yönetilen koalisyon kuvvetlerinin, Manbij’de yaptıklarını Rakka’da da uygulayacaklarını ve görünüşte Araplardan oluşan bir askeri konsey kuracaklarını ileri sürmektedir. Fakat bu tamamen asıl yapılmak istenen şeyin kılıfı olacaktır. ABD Türklere verdiği sözü tutmamıştır, Manbij’de hala YPG unsurları bulunmaya devam etmektedir. Araplar ile birkaç kol arması değiştirmek ve birkaç Arap unsuru operasyona dâhil etmek Türkiye’yi asla tatmin etmeyecektir.
Suriye Demokratik Güçleri aslında var olmayan bir unsurdur açıklamasında bulunan Stein, bu ismin YPG’ye verilen uydurma bir ad olduğunu öne sürmekte, YPG olmadan Suriye Demokratik Güçlerinin hiçbir fonksiyonu olmadığını, YPG’nin tam bir omurga vazifesi gördüğünü ifade etmektedir.
Suriye’nin kalanı ile karşılaştırıldığında YPG’nin tamamen homojen bir yapıda olduğunu ve tek bir komuta altında hareket ettiğini vurgulayan Stein, YPG’nin en önemli özelliğinin bu olduğunu ileri sürmektedir. YPG’nin tamamen ABD savaş yöntemleri ile uyumlu olduğunu, ABD’ye karşı düşmanca bir tutum sergilemediğini ve ABD’nin, YPG’nin, bazı isyancı Arap unsurlara uyguladığı, Amerikan askerlerini kaçırması gibi bir korkusu olmadığını anlatmaktadır.
ABD yönetiminin, Rakka kentini geri almak maksadıyla, yeni bir Suriyeli Arap kuvvet oluşturulması yönündeki yaklaşımını eleştiren Barabandi, ABD yönetimi tarafından sorunun bu şekilde algılanmasını, bu kuvvetin oluşturulmasının uzun zaman alacak olmasını ve bu Arap kuvvetin kimlerden oluşacağı yönündeki endişelerini dile getirmektedir.
Barabandi ABD’li yetkililere: ‘‘Suriye Arap’tır’’ ve ‘‘Arapları göz ardı ederseniz işler zor olur.’’ uyarısında bulunduğunu da sözlerine eklemektedir.
ÇN: Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.
http://www.al-monitor.com/pulse/originals/2016/10/syria-liberate-raqqa-battle-mosul.html#ixzz4PDzhtCAJ
Yazar: Laura Rozen, Al-Monitor Washington D.C. diplomatik muhabiri olarak görev yapmaktadır. Yahoo News, Politico & Foreign Policy’de yazıları yayımlanmaktadır. @LRozen
Çeviren: Ercan Caner Elektrik ve Elektronik Mühendisliğinin yanı sıra, uçak ve helikopter lisanslarına sahiptir. Yüksek lisans derecesini 2012 yılında Gazi Üniversitesi’nden Avrupa Birliği – Türkiye İlişkileri alanında alan Caner, halen Türkiye Hava Sahası Yönetimi alanında Haliç Üniversitesi’nde doktora tez çalışmalarını sürdürmektedir. Bir yazılım firmasında proje yöneticisi ve havacılık projeleri alan uzmanı olarak çalışan Caner, Asliye Ceza Mahkemelerinde havacılık bilirkişisi görevini de yürütmektedir. Yazı ve çevirilerini academia.edu ve sunsavunma.net sitelerinde paylaşan Caner evli ve iki çocuk babasıdır. İngilizce bilen ve Fransızca okuyabilen Caner’in İnsansız Hava Araçları (2014) ve Taarruz Helikopterleri (2015) konulu makaleleri yayımlanmıştır. 39 yılı kapsayan TSK, BM ve NATO savunma sektör deneyimlerine sahiptir.
E-posta: ercancaner@gmail.com Twitter: @ercancaner1963