Yazan: Yakup Battal, 9 Mayıs 2019
Demokrasi kilidinin anahtarı seçimlerdir,
Türkiye’de kilidin demokrasi mi? yoksa otokrasi mi? olduğu meçhul hale gelmiştir.
Anahtar yerine maymuncuk kullanılmak istenmektedir.
YSK Kararı Anayasa ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesine aykırıdır.
YSK’nın hukuki statüsü ve Seçim mevzuatını sorgulama zamanı gelmiştir.
Özet olarak derseniz;
– Siyasi açıdan trajikomik, bu seçimin filmi yapılır.
– YSK Kararı hukuki açıdan çok su götürür, YSK’nın ruhuna El Fatiha
– Türkiye’nin Yönetim sistemi açısından altı Kasımpaşa üstü Şişli.
– Seçim hukukunun açısından Allah askerlerden razı olsun.
– Genel derseniz, cep delik, cepken delik; Kol delik, mintan delik; Yen delik, kaftan delik; Kevgir misin be kardeşlik !
Ne demek istediğimi anlamak istiyorsanız, bölüm bölüm yazacağım AÇIK FİKİRLİ VE HOŞGÖRÜLÜ iseniz okuyunuz, yoksa boş verin gitsin siz zaten her şeyi biliyorsunuz.
Cumhur İttifakının küçük ortağı Sn. Devlet Bahçeli için söylenecek bir şey yok. Seçim günü Binali Yıldırım’ın kazandığını zannedip, kasıla kasıla nasıl da şöyle sağ elinin işaret parmağı ile kazanmak için bir oy yeter demişti. Şimdi 13.000 oy yetmez diyor. Kılıçdaroğlu’na Çubuk’ta saldırı olunca “%9,83 oy aldığın yere niçin gidiyorsun?” demişti. İstanbul’da 24 Haziran 2018 seçimlerinde % 8,23 oy almıştı. İstanbul’da karargah kuracağını söylüyor. Hani Mevlana demiş ya “Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kâfir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel…”
Cumhur İttifakı, Devlet Bahçeli’nin seçim gecesi ifade ettiği gibi Binali Yıldırım 1 oy farkla kazansa geçerli sayacak Binali Yıldırım Fatih Sultan Mehmet edasıyla koltuğa oturacak, milli irade tecelli etmiş olacaktı. Hatırlayın Binali Yıldırım nasıl da apar topar seçimi kazandığını açıkladı, hakkını yememek lazım, suratından pek de öyle okunmuyordu. Başbakan, Meclis Başkanı ve bakan olmuş birinin ve de yaşını başına almış biri olarak keşke bu durumlara düşmemesini isterdim, ama kendi seçimi, nedense Türkiye’de siyasetçiler ölmeden veya iyice madara olmadan siyaseti terk etmiyor.
Sn. Cumhurbaşkanı balkon konuşması yaptı, İstanbul’un her yerine kendisinin ve Binali Yıldırım fotoğrafları bulunan “Teşekkürler İstanbul Gönül Belediyeciliği Kazandı” pankartları asıldı, hala da duruyor, şimdi siz İstanbul’a niçin teşekkür ettiniz? Gönül Belediyeciliği seçimi kazanmıştı seçimi iptal ettiniz.
Ekrem İmamoğlu 13.000 oy farkla kazandı. Sn. Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Binali Yıldırım bir araya geldi, B planı uygulamaya konuldu. Seçmen kütükleri, İl ve İlçe Seçim Kurulları Sandık kurulları didik incelenmeye başlandı, devlet imkanları seferber edildi. Oylar sayıldı da sayıldı, zaman zaman için Maltepe İlçesi sayım işlemleri yavaşlatıldı.
Oysa Sn. Cumhurbaşkanı, hatırlayınız Büyükşehir Belediye Başkanlığı elinizden alınınca nasıl ortalığı ayağa kaldırmıştınız? Adam 4.171.118 oyla %48,80 oranında oy almış, halbuki siz 918.171 oyla % 25,19 oranında oyla Büyükşehir Belediye Başkanı olmuştunuz. Tabii bu seçim sonucunda insanın aklına acaba gelecek seçimi kaybederseniz, seçim sonuçlarını kabul eder misiniz? yoksa seçimi yeniletiletir misinizi? Kaç oy farkla kaybederseniz mağlubiyeti kabul edersiniz? soruları geliyor.
Komplo teorileri üretmek, bu kapsamda olağanüstü hal ilan etmek, seçimi ertelemek vb. şeylerden bahsetmek istemiyorum; ancak Güney Amerika, Afrika ve Asya’da yaşanan benzer örnekler var, hatta daha da vahimleri.
Açıkça söylemek gerekirse, Sn. Cumhurbaşkanı siz rahmetli Erbakan’ın yerine, Sn. İmamoğlu da sizin yerine geçmiş durumda, boşuna hareketlenmiyor eski dava arkadaşlarınız. Yanınızda kim var Has Parti ve Demokrat Parti eski başkanları ve damadınız.