Yazı Dizisi I
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 17 Ekim 2017
Sovyetler Birliği, 1979 yılı Aralık ayı sonlarına doğru Afganistan’a girer, hedefi iktidardaki komünist hükümeti, komünizm karşıtı Müslüman gerillalara karşı yürüttüğü mücadelede desteklemektir. Afgan hükümeti ile Müslüman gerillalar arasındaki savaş 1992 yılına kadar sürer, Kızıl Ordu ise gururu incinmiş bir durumda, 1989 yılı Şubat ayında Afganistan’dan çekilmek zorunda kalır.
ABD tarafından desteklenen isyancı Mücahitler, savaşı ülkenin her yerine yaymıştır. İsyancıların ezilmesini başlangıçta Afgan ordusuna bırakan Kızıl Ordu, duruma bizzat müdahale etmek zorunda kalır. Başlangıçta 30,000 olan asker sayısını 100,000’e çıkarır, Kızıl Ordu kentler ve büyük kasabaları kontrolü altında tutmaktadır, ülkenin geri kalan kırsal kesiminde ise Mücahitler duruma neredeyse tamamen hâkimdir.
Kızıl Orduya ait hava araçları ile kırsal kesimler ağır bir bombardımana tabi tutulur, 1982 yılına kadar 2,8 milyon Afganlı mülteci Pakistan’a sığınır, 1,5 milyonu da İran’a kaçmıştır. Afganlı Mücahitler sonunda Kızıl Ordunun hava üstünlüğünü SSCB’nin Soğuk Savaş rakibi Birleşik Devletlerin verdiği omuzdan atılan hava savunma sistemleri kullanarak ortadan kaldırırlar.
Sovyet ve Afganistan hükümet kuvvetleri kesin hava üstünlükleri sayesinde Mücahitleri, altı yıl boyunca havadan acımasızca ezmiş ve çok büyük kayıplar verdirmiştir. Mücahitlerin uzun süreden beri yaptıkları yalvarmalara dayanamayan ABD sonunda, 1986 yılının sonbaharında, FIM-9 Stinger modeli omuzdan atılan ısı güdümlü füzeleri Afganlı isyancılara vermiştir.
Sonuç, Rus kuvvetleri açısından gerçekten çok dramatik olmuş ve Rus hava araçları şimdiye kadar görülmemiş bir şekilde gökyüzünden sapır sapır düşmeye başlamıştır. FIM-92 Stinger füzesinin Afgan muharebe alanına girmesinden yaklaşık olarak iki yıl sonra, son Kızıl Ordu askeri de Afganistan’dan çekilmek zorunda kalmıştır. Birleşik Devletler, Pakistan ve Afganistan ile bir anlaşma imzalayan SSCB, 15 Şubat 1989 tarihinde Afganistan’dan çekilmesini tamamlar. Bu yenilginin faturası ağır olur; 9 Kasım 1989 günü Alman halkı, komünizmin ve bölünmüş Avrupa’nın sembolü olan Berlin Duvarını yıkar. Duvarın yıkılması Soğuk Savaşın sona ermesinin simgesidir. Doğu Avrupa’da komünizm darmadağın olmuş ve 1991 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCBB) diye bir ülke kalmamıştır.
Stinger alçaktan uçan sabit kanatlı hava araçları ve helikopterlere karşı kullanılan oldukça etkili bir hava savunma sistemidir. Hafiftir, bir kişi tarafından kolayca taşınabilir ve omuzdan ateşlenebilir. Birçok silahlı kuvvetler tarafından kullanılmakta olan Stinger dünyanın en ünlü ısı güdümlü füzesidir.
SSCB’nin misillemesi ve eğitimsiz Afganlı mücahitlerin, Stinger gibi modern ve karmaşık bir füzeyi etkin bir şekilde kullanmayacağının düşünülmesi bu füzenin Afganistan muharebe ortamına girmesini geciktirmiştir. Bir suikast sonucu yaşamını yitiren Pakistan Devlet Başkanı Ziya ül Hak da Stinger füzesinin Afganlı mücahitlere verilmesine başlangıçta karşı çıkmış fakat sonradan bu konuda fikrini değiştirmiştir.
Merhum Ziya, Afganlı mücahitlere, sadece Rus kuvvetlerini rahatsız edecek kadar silah yardımı yapılmasını ve Stinger füzesinin verilmemesi gerektiğini düşünmektedir. Pakistan devlet başkanının bir korkusu daha vardır; Stinger füzesinin düşmanlarının eline geçmesi ve kendi başkanlık uçağını vurmalarından korkmaktadır. Zavallı devlet başkanı, ironik bir şekilde, 1987 yılında şüpheli bir uçak kazasında hayatını kaybetmiştir.
Afganistan’da; Kızıl Ordu, Afgan ordusu ve Afganlı mücahitler arasındaki savaş bütün şiddetiyle sürmektedir. 1985 yılı başlarında ABD’li yetkililerin Afganlı mücahitlere Stinger verilmesini yeniden değerlendirmelerine neden olan birkaç gelişme yaşanır.
Bunlardan ilki, Kızıl Ordu birliklerinin Afganlı isyancılar ve Pakistan sınırından silah sağlayan unsurlar üzerine saldırılarını yoğunlaştırmasıdır, Pentagon bu saldırıları, Rus kuvvetlere karşı sürdürülen mücadele açısından bir risk olarak görmektedir.
İkinci gelişme; ABD Kongresinin Afganlı mücahitlere daha fazla yardım yapılması için kamuoyu baskısını artırma yönünde yaptığı çalışmalardır, Kongre; özgürlük savaşçılarına sadece savaşıp ölmeleri için yardım yapılmasını yeterli görmemektedir.
Üçüncü önemli gelişme ise 1985 yılı Mart ayında Sovyetler Birliğinin başına Mikhail Gorbachev’in geçmesidir. Sonuncu ve belki de en önemli gelişme ise bazı ABD’li üst düzey yetkililerin, SSCB’nin savaşmaktan yorulduğunu algılamalarıdır. Artık Kızıl Ordunun, Pakistan’ı da işgal etmek gibi bir niyetinin olmadığı anlamışlardır.
Birleşik Devletler Başkanı Ronald Reagan 1985 yılı Mart ayında, 166 sayılı Ulusal Güvenlik Karar Direktifini (NSDD – Natinoal Security Decision Directive) imzalar. NSDD-166, Afganlı isyancılara elde mevcut bütün imkânlarla yardım edilmesine yetki vermektedir. Asıl önemli olan ise bu direktifin ‘‘Çok Gizli’’ olarak sınıflandırılan bir ekidir. Mücahitler artık Sovyet hedeflerini vurmak maksadıyla, gizli haberleşme teknolojisinin yanı sıra, uydu gözlemi ve diğer ABD istihbaratından da yararlanacaklardır. 1984 yılında sadece 122 milyon dolar olan ABD yardımı, sonraki yıllarda 250, 470 ve 630 milyon dolara çıkarılır. Bu paraların yanı sıra, Suudi Arabistan da genellikle aynı miktarlara yakın katkıda bulunmaktadır. Fakat bu ‘‘Çok Gizli’’ ekte, nedense Stinger füzesinin adı geçmemektedir.
Reagan yönetiminde örtülü program kararları, genellikle Planlama Koordinasyon Grubunun (PCG – Planning Coordination Group) düzenli olarak toplandığı 208 numaralı odada alınmaktadır. PCG’nin icra ettiği düzenli toplantılara CIA, Pentagon, Dışişleri Bakanlığı ve JCS (Joint Chiefs of Staff) temsilcileri katılmaktadır.
CIA, Ziya ül Hak’ın Stinger füzelerini istemediği yönündeki yanlışından sonunda döner ve Planlama Koordinasyon Grubu, 25 Şubat 1986 tarihinde resmi olarak Stinger füzelerinin Afganlı mücahitlere ve Angola’daki komünizm karşıtı isyancılara verilmesini onaylar.
Başkan Reagan, 1986 yılı Mart ayında Kongreye karar metnini gönderir; Stinger füzelerinin yanı sıra uydulardan yönlendirilebilir havanlar, roketler, helikopter tespit sistemleri ve uzun menzilli füzeler gibi gelişmiş silah sistemlerinin de mücahitlere verilmesini talep etmektedir. Fakat bürokratik mücadele sürmekte ve ABD yönetimi Stinger füzeleri için talep ettiği desteği Kongreden bir türlü alamamaktadır.
‘‘Bu en mükemmel terörist silahlarının, bu özel füzelerin yanlış ellere geçmesine izin veremeyiz.’’ Senatör Dennis DeConcini
Nihayet 7 Mayıs 1986 tarihinde, Kongrede yapılan oylamada 62’ye 34 oranı ile dünyaca ünlü Stinger füzesinin de Afganlı mücahitlere verilmesi kabul edilir. CIA ve Ordu yetkilileri son bir itirazda bulunurlar: yeni Sovyet elektronik harp karşı koyma tedbirlerinin Stinger füzesinin etkisini yok ettiğini iddia ederler. White Sands Missile Range’de testler yapılır. CIA ve ABD Ordusu iddialarında haksızdır. Sovyet savunma sistemlerinin Stinger füzesi karşısında yapabilecekleri hiçbir şey yoktur.
Pakistanlı eğitimciler, 1986 Haziran ayında ABD’ye getirilir ve yaz aylarının sonuna doğru ilk Stinger füzeleri ve bir eğitim simülatörü Pakistan’a gönderilir. Ve nihayet, 25 Eylül 1986 tarihinde beş adet Stinger füzesi Afganlı mücahitler tarafından fırlatılır, sonuç Kızıl Ordu açısından bir felakettir: üç adet Mİ-24 Hind helikopterini kaybederler.
‘‘Stinger Etkisi’’ başlıklı yazıyı da okumayı unutmayın…
Ercan Caner