Berk ÖZER, USMER Dış Politika Sorumlusu, Sun savunma Net, 28 Haziran 2018
Türkiye, 24 Haziran günü seçimini yaptı. Türkiye bu seçimlerle birlikte, resmi olarak Batı blokundan Doğu blokuna geçti. Seçim sonuçlarının, vatanımız ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ederiz. Cumhuriyet döneminde olduğu gibi, hayatın doğal akışına uygun olarak, güneş yeniden Doğu’dan doğacaktır.
Seçim sonuçlarının tek kaybeden tarafı FETÖ, PKK ve bunlarla iş birliği içerisinde olanlardır. Seçim sonuçlarına partiler ve liderler açısından baktığımızda, öne çıkarılması gereken önemli tespitler vardır. Seçimden önce, parlamentonun önemini kaybedeceğini iddia edenler, parlamentonun çatısına sığınmışlar ve milletvekili olmanın güvencesini hissetmişlerdir. Parlamentodaki dağılıma baktığımızda, hiçbir partinin tek başına salt çoğunluğu sağlayamadığı ve ittifaklar sonucunda kanunların yapılabileceği gerçeği, gözler önüne serilmiştir.
İktidar ve ana muhalefet partisi ciddi oranda oy kaybetmiş, MHP parti bazında oylarını korumuş, İYİ parti de meclisteki ve merkezin sağındaki yerini almıştır. Seçimden önce sıfır baraj olacağını, ittifaklarla birlikte hiçbir oyun meclis dışında kalmayacağını dile getirenlerin yanıldığı ortaya çıkmıştır ve yüzde 10 seçim barajını geçemeyen hiçbir parti vekil çıkaramamıştır. Kendi partilerinden daha düşük oy alan cumhurbaşkanı adayları olduğu gibi, partisinin oyundan çok daha yüksek oy alan adaylar da olmuştur. Bu analizi detaylandıracak olursak, Türk Milleti partilere ve adaylara bazı önemli mesajlar vermiştir. Seçim sonuçlarının YSK tarafından resmi olarak açıklanmasından sonra, partisinden daha düşük oy alan liderlerin, genel başkanlıkları sorgulanmaya başlanacağı gibi, partisinden çok daha yüksek oy alan adayların da, liderlik yolunun açılacağı belli olmuştur.
Türk Milleti önümüzdeki dönemde bazı partilere merkez sağda olma, bazı partilere merkez solda devam etme görevi verirken; liderlerini gözden geçirmelerini tavsiye etmiştir. Özellikle cumhurbaşkanı adaylarından Muharrem İnce’nin adı, başarısı ile ciddi olarak ön plana çıkmıştır ve belediye seçimlerinde değerlendirilebilecek büyüklüğü aşmış olup, Türkiye’nin geleceğinde lider kadrolar arasında olacağını haykırmıştır. Bu haykırma seçmenin bir mesajı olup, çok iyi şekilde değerlendirilmelidir.
Seçimin en büyük hayal kırıklığı yaşayan isimleri ise Meral Akşener, Selahattin Demirtaş ve Temel Karamollaoğlu olmuştur. Seçimden önce çoğu anket şirketi, bu üç ismin oyunu, sandığa yansıyan rakamların iki katı olduğunu göstererek; hem seçmenin oyunu manipüle etmişlerdir, hem de adayları ve kadrolarını yanıltmışlardır. Aynı anket şirketleri, seçimin ilk turda bitmeyeceğini, MHP’nin ve Muharrem İnce’nin oylarının, gerçekten çok daha az olduğunu kamuoyuna açıklamışlardı. Aynı şekilde medya tarafına baktığımızda da, altı adaylı olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Doğu Perinçek ismini hiç zikretmediklerini, yok saydıklarını; bunun yerine partisinden çok daha az oy almış adayları ve hatta cezaevinde olan aday dâhil bazı adayları gereksiz “pohpohladıkları” alenen görülmüştür. Bundan sonra yapılacak olan seçimlerde anket şirketlerinin ve medyanın, gerçekleri olduğu şekilde “şeffafça” yansıtmaları ve kamuoyunun önüne getirmeleri tavsiye edilmelidir.
Seçim sonuçları çok iyi analiz edildiğinde; Türk Milleti’nin “Önce vatan, sonra ekmek” dediği görülmektedir. Seçimlerden önce, Türkiye’ye ekonomik yaptırımlar uygulamaya kalkanlar ve ülkemizin terörle mücadelesini sekteye uğratmak isteyenler hayal kırıklığına uğramıştır. Türk Milleti tercihini, güvenliğinden ve vatanın bölünmez bütünlüğünden yana kullanmış; FETÖ ve PKK’ya yapılan operasyonların artarak devam etmesi gerektiğini açıkça ifade etmiştir. Seçmen, FETÖ ve PKK ile yapılan ve yapılacak olan tüm mücadelenin arkasında olduğunu ve sonuna kadar desteklediğini, kullandığı oy ile ilan etmiştir. Kurulacak olan hükumetin ve dahi parlamentonun, Türk Milleti’nin tercihine saygılı olacağına dair en ufak bir şüphe yoktur.
Önümüzdeki süreç, önce vatan diyenlerin süreci olacaktır. “Ne Mutlu Türküm Diyene!”