savunmahavacılıkteknolojipolitikaanalizmevduatkriptosağlıkkoronavirüsenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara
Karla Karışık Yağmurlu
2°C
Ankara
2°C
Karla Karışık Yağmurlu
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
1°C
Pazartesi Çok Bulutlu
2°C
Salı Az Bulutlu
3°C
Çarşamba Az Bulutlu
3°C

Türkiye’nin Afrika’daki başarısının sırrı ne?

Türkiye’nin Afrika’daki başarısının sırrı ne?

Afrika-Türkiye Ortaklığı

Türkiye’nin Afrika’daki başarısının sırrı ne?

 

Recep Tayyip Erdoğan, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak Cezayir, Güney Afrika, Senegal, Nijerya ve Somali dâhil toplam 28 Afrika ülkesini ziyaret etmiştir.

 

The USA Tribune, 10 Nisan 2021

Çeviren: Ercan Caner, Sun Savunma Net, 14 Nisan 2021

Afrika kıtasının kanaat önderleriyle her yıl yapılmakta olan anket sonuçlarında da açık ve net bir şekilde görüldüğü gibi Fransa’nın Afrika kıtasındaki imajı her yıl giderek daha da kötüleşmektedir.

2019 yılında yapılan anket sonuçlarına göre, Afrika kıtasında en iyi imaja sahip ülkeler arasında Fransa beşinci sırada yer almıştır. Bir yıl sonraki ankette ise Fransa, Britanya’nın ardından altıncı sıraya düşmüş ve 2021 yılında da Japonya’nın hemen ardından yedinci sıraya gerilemiştir.

Türkiye ise Fransa’nın aksine giderek yükselen bir tırmanma trendindedir ve 2021 yılında Afrika’da en iyi imaja sahip ülkeler arasında sekizinci sırada yer almaktadır.

Macron dış güçleri suçluyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ülkesinin Afrika’da giderek azalan nüfuzu ve itibarının tamamen farkındadır, fakat suçu ülkesinde aramak yerine ‘‘dış güçlerin’’ üzerine atmayı tercih etmektedir.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Jeune Afrika (Genç Afrika) gazetesine Aralık 2020’de verdiği bir demeçte; Türkiye ve Rusya Federasyonu tarafından geliştirilen stratejilerin, Afrika kıtasında sömürgecilik sonrası Fransa’ya karşı oluşan öfkenin üzerine oynamak olduğunu ifade etmiştir. Macron bu hususun bilincinde olmak gerektiğini dile getirmiştir, bununla birlikte Fransa’nın nüfuz ve itibarının giderek azalmasında başka faktörler de bulunmaktadır.

Fransa sömürgeci geçmişini kabul etmekte isteksizdir

Fransa’nın, 20’den fazla Afrika ülkesinde büyük ölçüde sömürgeci geçmişine dayanan güçlü siyasi, tarihi, kültürel ve Fransızca lisan etkisi bulunmaktadır. Fransa bu ülkelere kalkınmaları için yardım etmektedir. Afrika kıtasında iş yapan Fransız şirketlerinin yıllık toplam cirosu 60 milyar ABD dolarıdır.

Bununla birlikte bu gayretler Fransa’nın kötüleşen imajını düzeltmek için yeterli değildir. Bunun temel nedeni de Fransa’nın ‘‘katliamlar’’ ile öne çıkan sömürgeci geçmişidir. Macron, ülkesinin sömürgeci geçmişini kabullenmesini ısrar etmekte, fakat samimiyeti hakkında soruları gündeme getiren, Cezayir bağımsızlık savaşında yaptığı katliamlar nedeniyle Fransa’nın özür dilemesini reddetmektedir.

Mali’de terörle mücadele maksadıyla başlatılan Fransız askeri operasyonu, Mali halkı tarafından bölgede Fransız nüfuzunu sürdürme amacı güden diğer bir gayret olarak görüldüğünden hoş karşılanmamıştır. Birleşmiş Milletler raporları Fransa hava saldırılarının Mali’de sivil kayıplara neden olduğunu doğrulamasına rağmen, Fransa şiddetli bir şekilde sorumluluğu reddetmekte ve bu yaklaşım da Fransa hakkındaki olumsuz görüşün daha da derinleşmesine neden olmaktadır.

Ayrıca, Macron’un Fransa’nın cumhuriyetçi ilkelerini sağlamlaştırmak için attığı bir adım olarak öne çıkan İslam reformu hakkında çıkardığı yeni yasalar ve İslam Peygamberi Muhammed’i tasvir eden tartışmalı karikatürlerin yayınlanmasını onaylaması, Afrika’daki Müslümanlar arasında Fransa karşıtı büyük bir tepki oluşmasına neden olmuştur.

Fotoğraf: Lumen Learning

Yukarıda ifade edilenlere ilave olarak; ilk kez sömürgecilik yıllarında ortaya çıkan, Fransa ile Afrika arasındaki adil ve eşit olmayan ilişki günümüze kadar asla değişmemiştir. Fransa, 1961 yılından beri en az 14 Afrika ülkesinin ulusal rezervlerinin en az %50’sini kontrolü altında tutmakta ve bu rezervlerden yılda 500 milyar dolar kazanmaktadır.

Öte yandan, artan rekabet ve azalan itibar Fransa’nın kıtada elini giderek zayıflatmaktadır. Fransa’nın eski dominyonlarına olan ticareti toplam ticaretinin %60’ını oluştururken, Afrika’nın 2015 yılı Fransız dışsatımlarında payı %5’e kadar düşmüştür.

Fransa bütün bunların yanı sıra Afrika’da kullanılan para birimleri üzerindeki hâkimiyetini de kaybetmiş durumdadır. Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS-Economic Community of West African States), 2020 yılında aldığı bir kararla; sömürgeleştirilen Afrika ülkelerinde kullanılan CFA frangı (Communauté Financière Africaine  – Afrika Finansal Topluluğu: eski Fransız sömürgesi 12 ülke ile Gine-Bissau ve Ekvator Ginesi’nde kullanılan ortak para birimi) para biriminden vaz geçmiş ve bu ülkeler arasında kullanılan ortak bir para birimini uygulamaya koymuştur.

Türkiye’nin Afrika’ya yaklaşımı neden farklıdır?

Türkiye, Afrika’nın sömürgeci geçmişinde yer almaması nedeniyle açık bir avantaja sahiptir. Türkiye geliştirdiği ikili ilişkilerde; tepeden bakma ve üstünlükçü bir yaklaşım yerine tamamen eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmektedir. Diğer ülkelerin iç işlerine karışmaktan özenle kaçınmakta ve bu ülkelere eğitim, sağlık ve ulaşım alanlarında ekonomik yatırımlar ve projelerle erişim sağlamaktadır.

TİKA tarafından Sudan’da açılan su kuyularından bir tanesinde neşeyle eğlenen çocuklar.

 Türkiye’nin Afrika’ya yönelik politikasında insani yardım en önemli ayaklardan bir tanesidir. Türkiye en büyük insani yardım operasyonunu Somali’de gerçekleştirmiştir. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Türk Kızılayı, Türkiye Diyanet Vakfı, İHH İnsani Yardım Vakfı ve diğer kurumlar ve hükümet dışı organizasyonlar; açlık, kuraklık, içme suyu ve kamu hizmetlerine erişim dâhil olmak üzere çeşitli sorunların çözülmesinde Afrika ülkelerine yardım etmektedir. Bu yaklaşım Türkiye’ye olan güveni artırmakta ve bölgesel barış ve istikrara katkı sağlamaktadır.

 ‘‘Afrika’ya Açılım’’ Politikasından ‘‘Afrika Ortaklık’’ Projesine Giden Yol

 Türkiye’de 2002 yılında iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), gözünü ekonomi, ticaret ve savunma endüstrisi alanlarında Afrika ülkeleriyle daha iyi ilişkiler geliştirmeye dikmiştir. Bu çerçevede; ilk olarak 1998 yılında planlanan ‘‘Afrika’ya Açılım’’ eylem planı uygulamaya koyulmuştur.

Türkiye, Afrika’ya Açılım politikası çerçevesinde 2005 yılını; Afrika-Türkiye ilişkileri açısından yeni bir dönemin en önemli sembolik işaretlerinden bir tanesi olarak,  ‘‘Afrika Yılı’’ ilan etmiştir. Aynı yıl Afrika Birliği Türkiye’yi gözlemci statüsünde üye olarak kabul etmiş ve 2008 yılı Ocak ayında da Türkiye Afrika Birliği’nin stratejik ortağı olmuştur.

Afrika’ya Açılım politikası, başarılı sonuçlar vermesinin ardından, 2013 yılında yerini ‘‘Afrika Ortaklık’’ politikasına bırakmıştır. Üçüncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi bu yıl Türkiye’de icra edilecektir.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tacikistan’ın Dushanbe kentinde düzenlenen beşinci Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler (CICA – Conference on Interaction and Confidence Building Measures in Asia) zirvesinde görülürken, 15 Haziran 2019. Fotoğraf: EPA-EFE/ALEXEI DRUZHININ / SPUTNIK

 Türkiye’nin Afrika ülkelerindeki girişimleri kısa sürede ekonomik ve ticari ilişkilere yansımıştır. 2002 yılından günümüze kadar geçen sürede Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle olan ticaret hacmi dört kat artarak 22 milyar doları geçmiştir. Türkiye günümüze kadar Afrika ülkelerine 7 milyar ABD doları yatırım yapmıştır.

Türkiye Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), ticari diplomasi yoluyla Türkiye ekonomisini güçlendirmek ve gücünü dünyaya taşımak maksadıyla 45 Afrika ülkesiyle ortak iş konseyi oluşturmuştur.

 

Afrika’da Diplomatik Başarı

 Türkiye’nin Afrika’daki girişimleri diplomatik bir atılım ile de desteklenmiştir. Türkiye’nin 2002 yılında Afrika kıtasındaki 12 büyükelçilik sayısı, 2019 yılında 49’a yükselmiştir. Ankara’daki Afrika ülkeleri büyükelçilik sayısı da 36’ya yükselmiştir.

Recep Tayyip Erdoğan, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak Cezayir, Güney Afrika, Senegal, Nijerya ve Somali dâhil toplam 28 Afrika ülkesini ziyaret etmiştir.

Ülkenin başkenti Mogadishu’daki Türk Askeri Akademisinden mezun olan ilk Somalili askeri öğrenciler mezuniyet töreninde. Kaynak: Anadolu Agency.

 

Türkiye’nin Afrika Kıtasındaki Askeri Varlığı

Somali, Türkiye’nin Afrika kıtasındaki ilk askeri üssü olma özelliği de taşıyan ülke dışındaki en büyük askeri üssüne ev sahipliği yapmaktadır. 2017 yılında 400 dönümlük bir arazide açılan bu askeri üssün 10,500 Somali askerini eğitmesi planlanmıştır. Türkiye bunun yanı sıra Sudan’daki Suakin Adası ile Birleşmiş Milletler görevi kapsamında Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde de asker bulundurmaktadır.

Yukarıda anlatılanlar dikkate alındığında Türkiye’nin Afrika ülkelerindeki imajını güçlendirmesi hiç şaşırtıcı değildir.

Sadece 20 yıl içinde gerçekleştirilen bu başarı aktif bir diplomasi hamlesi, politik ve ekonomik ilişkilerdeki eşitlik ilkesi ve sömürgeci yaklaşım yerine insani yardımlara odaklanan bir yaklaşım sayesinde elde edilmiştir.

 

Çevirenin Notları: Yazı aslına sadık kalınarak çevrilmiştir, makalenin orijinaline aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.

 Bu başarılı sonuçların alınmasında emeği geçen herkese ülkem adına teşekkür ediyorum.

What is the Secret to Turkey’s Success in Africa?

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.