Türkiye’yi CAATSA ihlalinden vaz geçirmeye yönelik yaklaşık üç yıl süren çözüm bulma girişimlerine rağmen Ankara, S-400’lerin tedarik ve aktif hale getirilmesi planında ısrar etmiş ve Türkiye’ye CAATSA yaptırımları uygulanmıştır.
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 04 Kasım 2021
Kongre üyesi Chris Pappas, Carolyn Maloney ve Gus Bilirakis Biden yönetimine Türkiye’ye 40 adet F-16 savaş uçağı satılmaması konusunda baskılarını artırmaktadır. Pappas-Maloney-Bilirakis Mektubu, Türkiye’ye daha önce F-35 savaş uçaklarının satılmamasını destekleyen ve Erdoğan yönetimine CAATSA (Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act) yaptırımları uygulanmasını talep eden etnik, dinsel ve sivil toplum kuruluşlarının büyük desteğini almış durumdadır. Türkiye’ye karşı güç birliği yapan koalisyonun içinde Helen Amerikan Liderlik Konseyi, Amerika Ermeni Milli Komitesi (ANCA) Kürdistan’ın Amerikan Dostları, Hint Amerikan Vakfı ve Orta Doğu Forum’u gibi gruplar bulunmaktadır. F-16 savaş uçaklarının satışına karşı çıkanlar arasında Amerikan Yahudi Komitesi, PSEKA, Amerikan Helen Enstitüsü, Helen Koordineli Çabaları ve Amerika Ermeni Konseyi de bulunmaktadır.
Her iki parti senatörleri tarafından desteklenen Pappas-Maloney-Bilirakis Mektubu’nda, Türkiye’nin talep ettiği F-16 savaş uçakları ve modernizasyon kitleriyle ilgili endişeler dile getirilmekte, güvenlik risklerine dikkat çekilmekte ve Erdoğan’ın kendi sözleriyle dile getirdiği; Türkiye’nin ABD yasalarına uyma niyetinde olmadığı savunulmaktadır.
Kongre’nin iddialarına göre Türkiye’nin bir Talep Mektubu (LOR-Letter of Request) ile ABD’den talep ettiği F-16V Blok 70 savaş uçağı. Lockheed Martin web sitesinde yer alan bilgilere göre; F-16V model savaş uçağının, önceki F-16 savaş uçaklarına nazaran gövde ömrü %50 daha uzundur. Savaş jeti üzerine bir AESA (Active Electronically Scanned Array-Aktif Elektronik Taramalı Dizi) radarı ve yeni aviyonik sistemler yerleştirilmiştir. F-16V savaş jetleri üzerine ilk F-16’lar imal edildiğinde mevcut olamayan teknolojiler entegre edilmiştir. Savaş uçağının operasyonel imkân ve kabiliyetleri gelişmiş bir veri linki, hedef podu ve silahlar ile hassas GPS ve otomatik yere çarpmayı engelleme sistemleriyle (Auto GCAS) artırılmıştır. Aktif Faz Dizinli Radar, gizlilik içinde çoklu hedef tespit ve takibi yapabilen, daha uzak mesafeleri görebilen ve elektronik harp karıştırma taktik ve tekniklerine karşı daha dayanıklı bir radar sistemidir.
Aşağıda bazı Kongre üyeleri tarafından ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e yazılan ve F-16 savaş uçakları ve modernizasyon kitlerinin satışları konusunda Kongre’nin taleplerini içeren mektubun çevirisini okuyabilirsiniz:
Sevgili Bakan Blinken,
Size; Türkiye Cumhuriyeti’nin 40 adet F-16 savaş jeti ve mevcut savaş uçakları için istediği düzinelerce modernizasyon kiti satın alma girişimiyle ilgili Birleşik Devletlere ilettiği Talep Mektubu (LOR-Letter of Request) ile ilgili olarak yazıyoruz.
Bildiğiniz gibi, Kongre 2017 yılında CAATSA’yı (Countering American Adversaries Through Sanctions Act – Amerika’nın Düşmanları ile Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası) geçirmiş, Başkan da imzalayarak yasalaştırmıştır. CAATSA yaptırımları hâlâ yürürlükteyken ve Kongre’nin kararı fazlasıyla açıkken, Türkiye Rusya’dan S-400 satıh-hava füze savunma sistemlerini satın alacağını ilan etmiştir. Türkiye’yi CAATSA ihlalinden vaz geçirmeye yönelik yaklaşık üç yıl süren çözüm bulma girişimlerine rağmen Ankara, S-400’lerin tedarik ve aktif hale getirilmesi planında ısrar etmiş ve Türkiye’ye CAATSA yaptırımları uygulanmıştır.
Bu ayın başlarında Türkiye’nin 40 adet Lockheed Martin yapımı F-16 savaş jeti ve envanterinde mevcut savaş uçakları için yaklaşık 80 adet modernizasyon kiti satın almak istediği bildirilmiştir. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan 17 Ekim 2021’de gazetecilere yaptığı bir açıklamada Birleşik Devletler’in F-16 savaş jetleri satışını önerdiğini, ancak satışın onaylanmak zorunda olduğunu söylemiştir.
Bakanlığınızın, Talep Mektubu hakkında Kongre’ye bilgi verilmeden yorum yapmama politikasını gerekçe göstererek Türkiye’nin Talep Mektubuyla ilgili soruları yanıtlamayı reddettiğini gördük. Türkiye’nin talebine ilişkin yaygın haberlerin yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi açıklamalarının, bu olası satışa karşı olduğumuzu beyan etmemiz için yeterli temeli sağladığına inanıyoruz.
Muhalefetimizin birçok nedenleri bulunmaktadır:
CAATSA yaptırımlarının uygulanmasından bu yana geçen bir yıldan az sürede Erdoğan hükümeti; ABD yasalarına uyma veya Türkiye’nin F-35 programından çıkarılması ve Kongre’nin Türkiye’nin Amerikan silahlarını satın almasını engelleyen bağlayıcı kararlarına neden olan temel koşulları ele alma niyetinde olmadığını açıkça belirtmiştir. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz ay ilave S-400’ler satın alma niyetini açıklamıştır.
Başkan Biden’in Türkiye büyükelçiliğine aday gösterdiği eski Senatör Jeff Flake Kongre onay görüşmesinde, Türkiye’nin ilave Rus yapımı silah sistemleri tedarik etmesi durumunda ilave CAATSA yaptırımlarına maruz kalması gerektiğini ifade etmiştir, bu konuda kendisiyle aynı düşünceyi paylaşıyoruz. Hem Yönetim, hem de Kongre’nin tutumu aynı gibi göründüğünden, mevcut şartlarda Türkiye’nin Talep mektubunu değerlendirmeye almanın dahi Türkiye’ye yanlış bir sinyal göndermek anlamına geldiğini ve Rusya ile askeri ilişkilerini geliştirmeye devam ederken kararlılığımız konusunda şüphe duymasına neden olacaktır.
Kongre’nin Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasında ısrar etmesinin nedenlerinden bir tanesi, S-400 hava savunma sistemiyle F-35 savaş uçaklarının bir arada kullanılmasıyla ilişkili önemli risklerdir. Uzmanlar, Ankara’nın S-400 füzelerine sahi olmaya devam etmesi durumunda, Türkiye’ye F-16 savaş jeti Blok 70 modernizasyon kitlerini sağlamanın da tıpkı S-400 ve F-35 savaş jetlerinde olduğu gibi benzer riskler yaratacağını belirtmektedir. Modernize edilen F-16 savaş uçakları bizim ve güvenilir müttefiklerimiz açısından hâlâ çok önemli bir rol oynadığından, bu kabul edilebilir bir risk değildir.
Son olarak, hâlihazırda uygulanmakta olan CAATSA yaptırımları göz önüne alındığında, böyle bir satışın ancak teknik detaylara, örneğin savaş jetlerinin Türkiye’nin yaptırım uygulanan Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) dışında başka bir kuruluşa satılarak aşılabileceğini düşünüyoruz. Böyle bir yaklaşım, Kongre’nin amacının uygun olmayan hileli bir şekilde atlatılması olarak görülecektir ve bizi olası bir satın alma işlemini engellemek için ilave yasa düşünmeye zorlayacaktır.
Kökleri Batı’ya dayanan bir Türkiye hedefinizi paylaşıyoruz, ancak Erdoğan hükümeti ABD yasalarını ve NATO ittifakının standartlarını ihlal etmesi nedeniyle hesap vermekten kaçarsa bu hedefe ulaşamayacağız.
Herhangi bir Türk Talep Mektubu, içeriği ve yönetimin bu talep mektubuna yönelik tutumu ve yaptığımız belirli itirazlarımıza yanıtlarınızı kapsayan resmi bir bildirim talep ediyoruz. Bu önemli konuya gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ediyor ve yanıtlarınızı dört gözle bekliyoruz. Saygılarımızla.
CAATSA Yaptırımları
Bilindiği gibi; Birleşik Devletler CAATSA-Kısım 231 gereği; Rusya’nın ana silah ihracatçı kurumu Rosoboronexport (ROE) kurumuyla bilerek ve kasten S-400 satıh-hava füze sistemi tedarik ederek önemli bir ticari işlem gerçekleştiren Türkiye Cumhuriyeti Savunma Sanayii Başkanlığı’na (SSB) yaptırım uygulama kararı almıştır.
Yaptırımlar kapsamında Birleşik Devletler; SSB Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, SSB Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Yiğit, SSB Hava Savunma ve Uzay Daire Başkanı Serhat Gençoğlu ve SSB Bölgesel Hava Savunma Sistemleri Direktörlüğü Program Müdürü Mustafa Alper Deniz’e tam engelleme yaptırımları ve vize kısıtlamaları uygulayacaktır.
Amerika Birleşik Devletlerinin CAATSA Yaptırımlarının uygulanmasına gerekçe gösterdiği ilk S-400 hava savunma füze sistemleri, Türkiye tarafından 12 Temmuz 2020 tarihinde AKINCI Hava Üssü’nde teslim almıştır. Kaynak: Hürriyet DAILY NEWS.
Ülkelerin NATO düşmanlarından silah almasını caydırmayı hedefleyen 2017 tarihli CAATSA (Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act – Amerika’nın Düşmanlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası), Birleşik Devletler başkanının aşağıdaki listede yer alan 12 adet yaptırımdan en az beş tanesini yaptırım uygulanacak ülkeye uygulamak üzere seçmesini gerektirmektedir. Listede yer alan yaptırımlar hafif ve sert dereceli tedbirler arasında değişmekte ve kişiler veya kurum/kuruluşları hedeflemektedir.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Hazine Bakanlığı ile koordine ederek, 13849 sayılı Kararname ile Savunma Sanayii Başkanlığına uygulanmak üzere aşağıdaki beş yaptırımı seçmiştir: