Küresel güçlerin, ülkelerin sınırlarını ve yönetimlerini değiştirme planları dahilinde 2010 yılında patlak veren silahlı protesto, ayaklanma ve isyanların “Arap Baharı” makyajıyla dünyaya sunulması ve kamuoyunda isimleri sıkça konuşulan bazı vakıf ve gizli/açık yapıların parasal destekleriyle vekalet savaşı veren radikal islamcı teröristlerin arap ülkelerini tek tek kaos ortamına sokmaları neticesinde Suriye’ye kadar sıçrayan silahlı ayaklanmaların ülkemize verdiği zararlar hepimiz tarafından bilinmektedir.
Suriye’de Mart 2011’de başlayan silahlı çatışmalar neticesinde ülkemize geçici sığınmacı olarak gelenlerin sayısı tam olarak bilinmese de 10 milyon civarında bir sayıdan bahsedilmekte ve resmi verilere göre ülke ekonomimize 50 Milyar dolarlık bir yük oluşturdukları konuşulmaktadır. Bahsedilen rakamların gerçekte 80 Milyar doları geçtiği de iddia edilmektedir.
Son 10 yılını milyonlarca Suriyeli geçici sığınmacının yükünü taşıyarak geçiren Türkiye şimdi de her gün kaçak yollardan ülkemize giren binlerce Afgan sığınmacı sorunuyla baş başa kalmıştır.
Sınırlarımızdan kaçak yollarla ülkemize giren Afgan sığınmacı profilini incelediğimizde tamamının 25-40 yaş arası genç/yetişkin ve erkeklerden oluştuğunu görmekteyiz.
Peki neden kadınlarını ve çocuklarını bırakıp kaçıyorlar?
Ülkemize kaçak yollarla giren Afganlıları, ABD’nin Afganistan konsolosluğunun seçerek ülkemize gönderdiği yönünde de iddialar var.
Buradaki amaç nedir?
BOP projesi kapsamında en önemli hedeflerin Türkiye ve İran olduğunu biliyoruz. Arap Baharı adı verilen silahlı ayaklanmaların ülkemize sıçramaması sonucu planları yarıda kalan küresel güçlerin yeni tezgahı, özel seçilmiş savaş eğitimi almış kişilerin sığınmacı adı altında Türkiye’ye sokulması olabilir mi?
İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde bulunan sahilde Afganların askeri kamuflaj giyerek ortalıkta dolanması tepkilere neden oldu.
Kısaca özetlersek; Arap Baharı ile Türkiye’yi iç savaşa sokamayan küresel güçlerin yeni planı; sığınmacı adı altındaki gizli işgalle ülkemizin demografik yapısını değiştirmek ve zamanı geldiğinde özel seçilmiş bu kişileri harekete geçirerek ülkemizde bir silahlı ayaklanma başlatmak ve iç savaşa doğru sürüklemek olabilir mi?
Geçmişte yaşanan Türkiye-Afganistan dostluğuna işaret eden isimlere geçmişe dair bazı bilgileri hatırlatmakta fayda var.
“Milli Mücadelede Türk-Afgan dostluğu emperyalizme karşı antiemperyalist zemindeydi. Amanullah Han, Atatürk’ün çağdaşlaşma hareketini, devrimlerini örnek almıştı.
1919- 1929 yıllarında Kabil tahtında bulunan Kral Amanullah Han, 19 Ağustos 1919 yılında Afganistan’ın istiklalini ilan ederek bir dizi ıslahatlar başlattı. Batıdaki gelişmeleri yakından izleyebilmek için de 1928 yılında Avrupa yolculuğuna çıktı. Amanullah Han, bu seyahati sırasında genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk resmi ziyaretçisi unvanıyla, İstiklal mücadelesindeki başarılarından dolayı hayranı olduğu Atatürk’le görüşerek Afganistan’da yapacağı ıslahatlar hakkında onun görüşlerini aldı.
Afgan kralı Amanullah Han ıslahat konusunda Atatürk’ü örnek olarak görmüş ve askeri alandaki düzenlemelerde Türkiye’nin desteğini istemiştir. Ancak Amanullah Han aldığı desteklere rağmen reformları gerçekleştirme konusunda Atatürk gibi başarılı olamamıştır.[*]
Kısacası Kurtuluş savası ve Cumhuriyetin ilan edilmesi sonrasında ilişkiler geliştirdiğimiz Afganistan ile bugünkü Afganistan aynı değil.
Yüz yıl önce antiemperyalist, çağdaşlaşma hareketi içinde olan Afganistan, bugün küresel güçlerin oyun alanı olmuş, işgallere ve uzun yıllar süren savaşlarla yeraltı kaynakları sömürülmüş, iç savaşın sürekli desteklendiği bu süreçte radikal islamcı terörist Taliban’ın zulmü altında ezilmiş ve ezilmekte olan bir ülke var.
“Afganistan tarih boyu stratejik konumu nedeniyle birçok işgal ve çalkantıların odağında yer aldı. İşgaller ülkenin toplumsal yapısını sürekli değiştirdi. Sovyet işgali ve sonrasında devam eden batılı güçlerin işgalleri arasında sıkışıp kalan Afgan halkı, ABD’nin Afganistan’dan tamamen çekilmesi sonrası yeniden Taliban’ın kanlı ellerine bırakılacak gibi görünüyor.”
Afganistan’ın dünü ve bugünü hakkındaki anlatımlarda sıkça kullanılan bazı görseller tam olarak gerçeği yansıtmasa da modern dünyaya ayak uydurmaya çalışan Afganistan’da, Başkent Kabil dahil olmak üzere bir çok bölgesinde burka ve sarık kullanılmaktaydı.
1951’de başkent Kabil’in sokaklarından alınan bir görüntü
Kabil Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nin 1962’de yayınladığı katalogdan alınan bir fotoğraf karesi
Bakır, demir cevheri, nadir toprak elementleri, alüminyum, altın, gümüş, çinko, cıva ve lityum madenlerine sahip Afganistan, küresel güçlerin iştahını kabartan bir coğrafya.
Yaklaşık on yıl önce ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu altın, gümüş, platin, demir cevheri, uranyum, çinko, tantal, boksit, kömür, doğal gaz ve bakır gibi muhtemel Afgan mineral zenginliklerinin bir trilyon dolar değerinde olduğunu belirledi ve hatta Afganistan’a ‘Lityumun Suudi Arabistanı’ adını verdi.[1]
Rusya’nın Afganistan’a müdahalesi ile daha aktif ve görünür şekilde varlığını ortaya koyan ABD (CIA) haşhaş, afyon, eroin ticaretini uzun süre kendi kontrolünde devam ettirdi. Vietnam Savaşı sırasında ABD’nin nasıl uyuşturucu ticareti yaptığını da sanırım kimse unutmuş değildir. [2]
ABD Başkanı Joe Biden’ın 11 Eylül’ün yıl dönümüne kadar Afganistan’daki tüm Amerikan askerlerinin çekileceğini açıklamasından sonra CIA, Afganistan’da yapacağı muhtemel askeri ve uyuşturucu operasyonları için varlığını devam ettirebileceği yeni bir ortam arayışına girdi. Komşu ülke Pakistan Başbakanı İmran Khan, CIA’nın alternatif arayışlarına karşı peşinen verdiği cevapla kapıları kapattı.[3]
Dünyada afyon üretiminin yaklaşık yüzde 90’ı Afganistan’da yapılıyor. Ülkede afyon yetiştirmek resmi olarak yasak. Ancak son beş yıl içinde haşhaş, Afganistan ekonomisinin önemli bir parçasına dönüştü. Haşhaş üretimi de ciddi oranda arttı. Taliban da bundan kâr ediyor.
Taliban terör örgütü[4], uyuşturucu ticaretinden yüzde 10`luk gelir sağlıyor. Taliban, uyuşturucu ticaretine koyduğu vergiden sağladığı gelirle silah, mühimmat, yedek parça ve akaryakıt satın alıyor. Vergi adı altında topladığı bu paralarla terör eylemlerini finanse ediyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Afganistan Özel Temsilcisi ve Dışişleri Bakanlığı Asya İkinci Dairesi Başkanı Zamir Kabulov, açık açık CIA’nın uyuşturucu ticareti yaptığını ilan etti: “Amerikan istihbaratının ajanları uyuşturucu trafiğinin içinde. Uçakları Kandahar ve Bagram havaalanlarında kontrol edilmeden Almanya’ya, Romanya’ya, akla gelen her yere uçuyor. Bu böyle bir iş ki, Kâbil’de her Afgan size anlatır, tembel kişiler bile bu konu hakkında konuşmaya hazır. Bu sır, artık herkesi bıktıran ve herkes tarafından bilinen bir sırdır. Herkes bunu var olan bir şey olarak kabul etmiş durumda.” (5.7.2020).[5]
2013 yılında bazı medya siteleri NATO ve Afgan askerlerinin Helmand Vilayetinde uyuşturucu tarlalarını birlikte koruduklarının fotoğraflarını paylaşmıştı ki bu asıl uyuşturucu tacirlerinin kimler olduğunu açıkça beyan etmektedir. [6]
Afganistan küresel jeopolitik çekişmenin odak noktasında olan bir ülke olmaya devam ettiği sürece Sovyetler’den sonra Rusya, ABD, NATO ve Çin’in iştahını kabartmaya devam edecek.
Avrupa’ya giren eroininin yüzde 80’i Türkiye üzerinden geçiyor ve neredeyse tamamı Türkiye’ye İran’dan sokuluyor. Narkotik Daire Başkanlığı verilerine göre, 2017 yılı itibarıyla Türkiye uyuşturucu ile mücadeleye 1 Milyar TL harcadı.
Avrupa’ya ulaşmak üzere İran’dan Türkiye’ye sokulan eroin, yüzde 80-90 oranında “sırtçılık” diye tabir edilen yöntemle Türkiye’ye giriyor. Bu yöntemle kaçakçıların sırtlarına yükledikleri eroin, sınır bölgesindeki dağlık güzergâhları izleyerek Türkiye’ye sokuluyor. Van’ın İran’la 240 km’lik oldukça geniş ve kontrolü zor bir sınırı var.
Balkan rotasındaki Türkiye’nin önemi
Acaba ülkemize kaçak yollardan giren Afganlı genç erkeklerin çantasında eroin var mı?
Sınırlarımızdan giren binlerce genç afgan arasında uyuşturucu karteline hizmet eden kuryeler var mı?
Tamamı genç/yetişkin olan bu kaçaklar Taliban üyesi teröristler olabilir mi?
Bu kişiler seçilerek mi ülkemize gönderiliyor, işin altına küresel emperyalist güçlerin parmağı var mı?
[*] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/117928
[1] https://www.evrensel.net/haber/330530/abd-afganistandan-ne-istiyor
[2] https://www.haberdukkani.com/haber/eroin-trafiginin-tarihi_605721.html
[3] https://www.sozcu.com.tr/2021/dunya/pakistan-basbakani-khan-cia-icin-verecek-ussumuz-yok-6494950/
[4] https://tr.euronews.com/2021/07/18/taliban-orgutu-nedir-nasil-ortaya-cikti-amaci-nedir-arkasinda-kimler-var
[5] https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-guller/modern-somurgecilik-ve-cianin-uyusturucu-agi-1749670
[6] https://lis-isl.org/tr/2020/11/01/who-leads-the-drugs-trade-in-afghanistan-omid-jurrat-rastakhiz/